Arkeoloji, eski kültür ve varlıkları onlardan kalan kalıntıları açısından inceleyen; yer ve zamanını saptamayı hedef alan bir bilimdir.
Kazıbilimci ise, ilk olarak çalışıyor olduğu eski insan eserleriyle ilgili olarak tanımlama, sınıflandırma ve iyi çözümleme edebilme kabiliyetine haiz bir çalışan olarak tanım edilebilir.
Çoğumuz zamanda seyahat yapabilmenin ne kadar coşku verici olacağını düşünürüz sadece bunun olanaksız olduğu kanısına varıp bu fikrimizden vazgeçeriz. Asla kimse 300 bin yıl öteye hatta daha önceki zamanlara seyahat yapabildiğinin bilincinde değil!
İlk atalarımız ne süre ortaya çıktı, neye benziyorlardı ve iyi mi bir yaşam sürüyorlardı?
Tüm bu soruların yanıtını, meydana getirilen arkeolojik araştırmalarla öğreniyor ve bu sayede zamanda uzun bir yolculuğa çıkabiliyoruz.
Elde edilmiş detayları okumakla yetinmiyoruz. Meydana getirilen 3D çalışmalarıyla birlikte gidemediğimiz müzelere mesafenin önemini yitirdiği bir halde ulaşabiliyor, oksitlenmeden dolayı renk yitirilmesine uğrayan tüm eserlere renk ilave edip canlandırıyor.
Meydana getirilen araştırmalar ışığında eski kültürlerin kurmuş oldukları iletişime ve haiz oldukları dil yapısına dair seslendirmeleri dinleyebiliyoruz.
Tüm bu coşku verici bilgilere iyi mi ulaşıyoruz? Zamanda yaptığımız bu yolculuğun kaptanı ve ekibi kimler? Gelin bizleri aydınlatan ve kıymetini bilmemiz ihtiyaç duyulan arkeolojiyi ve arkeoloji ekibini tanıyalım.
Arkeolojinin Tanımı
Arkeoloji, eski kültür ve varlıkları onlardan kalan kalıntıları açısından inceleyen; yer ve zamanını saptamayı hedef alan bir bilimdir.
Kalıntılar tanımlamasıyla insan elinden çıkan, insan düşüncesinin ürünü olan eserler, alet ve araç-gereç ile ev eşyaları, sanat yapıtları kastedilir.
Bu yönüyle arkeolojiyi, geçmiş süre insanının ‘’el emeği-göz nuru’’ olarak tanımlayabiliriz. Arkeoloji, fazlaca eskilere dayanan gömülmüş ya da atılmış tüm insan yapımı; kolay aletlerden karmaşık makinelere, en erken ev, mabet ve mezarlardan saray, katedral ve piramitlere tüm hepsini kapsamaktadır.
Arkeolojide araştırmanın esası prehistorik, antik ve sonu gelmiş olan kültürlere dayanır.
Eski Yunanca’nın ‘’Arkhaios (Eski)’’ ve ‘’Logos (Bilim)’’ kelimelerinden türetilmiş olan arkeoloji kelime olarak ‘’Eskinin Bilimi’’ anlamına gelse de öteki tüm bilim dallarının kaynaklarının anası olarak nitelendirilmektedir.
Arkeolojinin Amacı
Eskiye ışık tutarak geçmişi canlandırmak arkeoloji biliminin esas amaçlarının önderlik yapar. İlk oluşturulan yapıtları günümüz insanına toplumsal ve teknik açıdan, derinlemesine tanıtabilmek ve onu anlamasına destek olmak arkeolojinin amaçlarındandır.
Bu amaçla eski kültür kalıntılarını derin araştırma teknikleri ile ve öteki bilimlerden yardım alarak bulup ortaya çıkartır. Kazmak arkeoloji bilimi için amaç değil ‘’vasıta’’tır. Bu durum kesinlikle karıştırılmaması ihtiyaç duyulan bir bilgidir.
Ortaya çıkartılan eski kültür kalıntılarını doğru bir halde tanımlayıp, ihtiyaç duyulan restorasyon çalışmalarıyla geçmiş kültürleri hem görsel açıdan hem de kültürel ve zamanı data açısından aydınlığa kavuşturur.
Arkeolojinin Faydası
Günümüz insanına merak etmiş olduğu geçmişini öğreterek geleceğini aydınlatmasında yol göstermesidir. Bir puzzle oyununda tamamlanmamış olan parçaların tamamlanmasıyla görsel anlamını kazanır.
Arkeoloji puzzle örneğindeki parçaların bulunmasını ve kültürlerin anlam kazanmasını elde eden bir bilim dalıdır.
İnsan yaradılış gereği merak duygularına hakim olamayan canlı türleridir ve bu merak duygusuyla birlikte akıllarda oluşan soruların doğru cevapların bulunması adına bilim açığa çıkmıştır. Ek olarak insanoğlu kendilerinde iyi ya da fena olarak nitelendirdikleri ve iz bırakan şeyleri toplama, koruma ve gizleme eğilimine sahiptirler.
Büyük arkeolojik koleksiyonların ve akabinde müzelerin doğmasındaki en büyük role haiz olan durum budur. Malum ilk büyük koleksiyon, Roma İmparatorları ile Roma’nın önde gelen aristokratları ve zenginleri tarafınca oluşturulduğu kabul edilmektedir.
Gösterişe düşkün olan ve mimari yapılarında da görebildiğimiz ‘’ata’’ terimine ehemmiyet veren eski Roma insanları ülkenin dört bir yanından getirttikleri antik eşyaları, çeşitli ebatlardaki heykellerle birlikte villalarını süslemişlerdir. Bugün görmüş olduğumuz büyük arkeolojik koleksiyonların oluşmasında temel etken olmuşlardır.
Kazıbilimci Nedir?
Kazıbilimci, ilk olarak çalışıyor olduğu eski insan eserleriyle ilgili olarak tanımlama, sınıflandırma ve iyi çözümleme edebilme kabiliyetine haiz bir çalışan olarak tanım edilebilir. Tanımlamayla anlamış olduğunuz suretiyle kazıbilimci, arkeoloji bilimini icra eden ve çalışmaların tüm aşamalarında takip edeni elde eden bilim insanıdır.
Uygun, kafi objektif sınıflandırma tüm arkeologların temelidir ve bir çok iyi kazıbilimci yaşamlarını bu sınıflandırma ve tanımlama ile harcamaktadır.
Sadece arkeologların aslolan amacı, araç-gereç kalıntılarını tarihsel bağlamda yerleştirmek , yazılı kaynaklardan bilinenleri desteklemek ve böylece geçmişe dair anlayışı arttırmaktır.
Sonuçta, kazıbilimci tarihçidir, amacı eski insanların tanımını her anlamda açıklamaktır.
Arkeolojinin Öteki Bilimlerle İlişkisi
Arkeoloji bilimi ve arkeologlar ulaşmış olduğu eserleri dönemlerine bakılırsa, araç-gereç yapılarına, yapılışlarına ve mensup oldukları kültürlere bakılırsa gruplara ayırmaktadır. Bu süreçte arkeoloji birçok bilim dalıyla kolektif bir halde emek verme sürmektedir.
Artış gösterir bir halde birçok bilim tekniği arkeologlar tarafınca kullanılmaktadır ve bu teknikler kazıbilimci olarak çalışmayan uzman kişiler tarafınca da kullanılmaktadır.
Zamanı eserler çoğu zaman kendi çevresel kontekstlerinde; botanikçiler, zoologlar, toprak bilimciler tarafınca kaya, toprak, nebat ve hayvanların belirlenme ve tanımlanması için arkeolojik çalışmalarda çalışabilmektedirler.
Arkeoloji kronolojisinde çığır açan radyoaktif karbon tarihlemesi atomik fizik araştırmasının ürünüdür. Arkeoloji biyolojik ve fizyolojik bilimin neticelerini, teknikleri, metotları geniş kapsamlı olarak kullanmasına karşın organik bir bilim olarak görülmemektedir; yarı insanlık yarı bilimden oluşan bir bilim dalı olarak görülmektedir.
Kim bilir arkeologlar için ilk olarak el alın terini ergonomik bir halde özelleştiren zanaatkar sonrasında tarihçi denmesi daha doğru olur. (Genel halk için malum en yaygın zanaat kazılardır).
Bu çalışmanın gerekçeleri tüm zamanı bilimlerin gerekçesidir; atalarımızın tecrübeleri ve detayları yardımıyla geleceği zenginleştirmek. Bundan dolayı bir çok arkeolojik buluntular sanat geçmişine ve teknolojisine dayanmakta olup, insanların yapmış olduğu şeylerle ilişkilidir.
Fakat bu durum eski sanat eserlerini yaratan geçmiş insanların ekonomik, bölgesel ve toplumsal bilgilerinin veriminin sonucuyla bağlantılıdır. Ek olarak, bu bizleri aydınlatabilir ve geçmişle ilgili kati olan daha çok kanıt elde etmemizi sağlar.
Fakat hiçbir kazıbilimci insan tarihinin ilişkin olan tüm zamansal aralığı tek bir noktada birleştiremez. Coğrafi bölgelere ya da periyotlara bakılırsa fazlaca fazla ayrılmış olan arkeolojiye dair branş mevcuttur.
Klasik arkeoloji
Klasik arkeoloji, Roma ve Yunan Arkeolojisi, ya da Mısır arkeolojisi coğrafya bölgelerine bakılırsa ayrılmış olan arkeoloji branşlarına örnek olarak verilebilir. Ortaçağ Arkeolojisi ya da Endüstriyel Arkeoloji periyotlara bakılırsa ayrılmış olan arkeoloji branşlarına örnek olarak verilebilir.
Yazı yazma eylemi 5,000 yıl ilkin Mısır ve Mezopotamya’da adım atmıştır. Arkasından çeşitli yollarla Hindistan ve Çin’de ve akabinde Avrupa’da devamını getirmiştir.
Arkeolojiye eski insanların yazıyı öğrenmeden önceki açıdan baktığımızda, 19. yüzyıl ortalarından beri, bu süreci prehistorik arkeoloji ya da prehistorya olarak atfedebiliriz. Prehistorya arkeolojisi heybetlidir şundan dolayı o dönemdeki tek kaynak materyaller ve çevresel unsurlardır.
A) Arkeoloji ile Tarih İlişkisi
Arkeoloji mevzuyu sadece tarihsel bir çerçeve içinde değerlendirdiğinde kıymet kazanmaktadır. Arkeoloji elde dilen detayları insanlara iletmek için tarihle içli dışlı bir yol izlemektedir. Bilhassa tarihin yazılı belgelerden yoksun olduğu ilk çağlarda arkeoloji zamanı aydınlatan tek ana kaynaktır.
Kazılarda elde edilmiş materyaller ve yazılı olmayan belgelerle birlikte tarihin en büyük yardımcısı olmuş ve yaşananları yalnız bir anı olarak kalmaması anlamında büyük bir kurtarıcı olmuştur.
Bununla birlikte tarih de arkeolojiye yardımlarını esirgememektedir; ortaya çıkan eserlerin tanımlanması ve tarihlenmesi açısından mühim destekleri vardır. ‘’Arkeoloji tarihin görünen yüzü, tarih arkeolojinin söylenen dilidir.’’
B) Arkeoloji İle Filoloji İlişkisi
Filoloji dilbilimi olarak literatürde geçmektedir. Kazılardan elde edilmiş bilingual yazıtlar (çift dilli) ve ilk yazılı belgelerle birlikte filoloji beslenmektedir ve arkeolojiyle ortak noktada buluşmaktadırlar.
C) Arkeoloji İle Yerbilim İlişkisi
Yerbilim literatürde yer bilimi olarak geçmektedir, Yerbilim dünya oluşumuyla ilgili ve dünyanın geçirmiş olduğu evreleri detaylı bir halde açıklamaktadır. Bilimsel kazılarda ilk çağ topluluklarıyla ilgili elde edilmiş bilgiler ve arkeolojinin oluşturduğu sonuçlar yerbilim için ehemmiyet taşımaktadır.
D) Arkeoloji İle Felsefe İlişkisi
Arkeoloji bahsetmiş olduğumuz suretiyle coğrafya ya da periyodik üzene bakılırsa branşlara ayrılmıştır. Ek olarak bu branşlardan biri de Klasik Arkeoloji’dir.
Bu branş ‘’Klasik Yunan’’ kültürünü ele almaktadır ve bu kültürü oluşturan düşünceleri her yönden araştırarak fikir oluşumuna katkı elde eden felsefenin kurucularını ortaya çıkarmıştır.
Felsefe fikir akımlarını, bu akımları ortaya atan felsefecileri ve eserlerini günümüz insanına sunmaktadır.
E) Arkeoloji İle Zooloji ve Botanik İlişkisi
Hayvanlarla ilgili olarak meydana getirilen geniş çaplı araştırmaları kapsayan bilim zoolojidir ve bitkilerin türleri, gelişimi ve çeşitliliği botaniği kapsamaktadır. Arkeoloji varlıklı bir bilimdir ve zoolojiyle birlikte; botanik, hayvanlar ile bitkilerin tarihsel ve gelişimsel olarak detaylı bilgilerini arkeolojiden sağlamaktadır.
F) Arkeoloji İle Sanat Zamanı İlişkisi
Sanat tarihinin eş anlamlısı bizantolojidir, bu adı almasının sebebi sanat zamanı alanının Bizans çağı ile başlamış bulunduğunun kabul edilmesidir.
Bu süre dilimi arkeoloji için bitiş kabul edilebilir. M.Ö. 3 yy ile M.S. 5. yy’a kadar Hitit, Yunan ve Latin uygarlıklarıyla birlikte Anadolu’da dönem kültürleri olarak bulunan Urartu, Asur, Pers ve Frig benzer biçimde çeşitli kültürlere ilişkin olan tüm kalıntılar arkeolojinin ilgi alanıdır.
Sadece sanat zamanı ile bu aşamada ayrılmaktadırlar. Arkeoloji bir fark yapmadan insan eli ile oluşturulmuş tüm kalıntı ve eserleri incelerken sanat eseri bu aşamada belli bir sınırlama ve sanat değerleri için seçici davranmaktadır. Sadece arkeoloji sanat zamanı için daha rahat bir emek verme ortamı yaratmaktadır
Yazının kapsamını özetlemek gerekirse tanım edecek olursak; arkeolojinin iyi mi var bulunduğunu ve bilim disiplini olarak kabul edildiğini, arkeologların arazide, müzelerde, laboratuvarlarda iyi mi çalıştığını, tarihe dönüştürdüğü kanıtları iyi mi yorumladığını ve arkeolojiyle birlikte öteki bilim dallarının iyi mi bir ilişki kurmuş olduklarını gördük.
Editör / YAZAR: Meltem TERZİOĞLU
Kaynaklar:
- https://www.britannica.com/science/archaeology
- Arkeolojiye Giriş I. – Dr. Cevdet BAŞARAN / Fen Edebiyat Fakültesi Yayınları No: 13
- Edebiyat Keimi Yayınları No: 10
- Arkeoloji ve Sanat Zamanı Yayınları No: 1
Bunlar da ilginizi çekebilir:
Arkeolojinin Zamanı
Dünyanın en mühim arkeolojik buluntuları
Antik Avrupa ile İlgili Son 10 Arkeolojik Bulgu