Hızla gelişen teknolojinin gelişmesi, yeni meydana getirilen buluşlar ve küreselleşme ile beraber birçok yenilik yaşamımıza girdi. Peki, bu süratli gelişmeler dünyanın ekosistemini {nasıl} etkiledi? Bu yenilikler çevreyi de etkiledi mi? Probleminin cevabı evet. Süratli tüketim ve buna katkı sağlayacak her şey dünyamıza çevre kirliliği olarak geri döndü. 1950’li yıllarda başlamış olan plastik kullanımı her alanda kolaylıkla kullanılabiliyor olması sebebiyle günümüzde plastik üretimi senelik olarak 380 milyon tona ulaşmış durumda. Etrafınıza bir göz atarsanız bilgisayardan, yazıcıya, su şişesinden çantaya, telefona, hatta kaleme kadar her şeyin plastikten bulunduğunu görürsünüz. Sadece unutmamak gerekir ki ürünlerin doğada parçalanıp geri dönüşmesi inanılmaz zor oluyor.
Makroplastikler ve Mikroplastikler
Global ölçekte değerlendirildiğinde plastiklerin yalnız %20’si geri dönüştürülebiliyor. %25 oranında yakılıp, geriye kalan %55 doğaya salınıyor. Averaj olarak yılda 8 milyon ton plastik okyanuslara giderken; an itibariyle okyanuslarda 150 milyon ton plastik atık olduğu düşünülüyor. Gelelim aslolan mevzumuza; makroplastikler ve mikroplastikler.
Ilk olarak çöp depolama alanlarında bulunan plastikler hareket etmediklerinden tesir alanları sınırlıdır. Mikroplastik nedir sorusuna yanıt verebilmemiz için makroplastiklerin ne işe yaradığını bilmemiz gerekir. Makroplastikler, okyanuslarda bulunan plastik maddeler olarak tanımlanır. Okyanuslarda yüzen plastikler deniz canlıları için büyük çekince oluşturuyor hatta ölümlerine bile niçin olabiliyor. Günlük hayatta kullanılan poşet, pet şişe, plastik ambalaj şeklinde makroplastikler biyolojik olarak yok olmaları uzun bir süre alıyor. Makroplastikler vakit içinde parçalanarak mikroplastik hale geçiyor. Sahiller ve plajlara atılan makroplastiklerin fotooksidasyon tesiri ile hızla mili, mikro ve nano ölçeklere parçalanıyor. 5 mm altında parçacık boyutuna haiz olan mikroplastikler büyük yüzey alanı artışına sahipler ve bu yüzden de balıklardan mikroalglere kadar tüm su canlıları ile temas edip onları negatif yönde etkiliyor.
Mikroplastiklerin Sınıflandırılması
Mikroplastikler iki sınıfa ayrılır: Birincil mikroplastiklere primer mikroplastik de deniyor. Birincil mikroplastikler kozmetik ürünlerde kullanılıyor ve bunlar minik parçalar ve pellet olarak üretilen bazı ilaçlarda kullanılabiliyor. Ek olarak birincil mikroplastik bilhassa yüz ve vücut temizliğinde aşındırıcı ve ölü hücreleri sıyırıcı özelliği ile son aşama yaygın kullanım alanına haizdir. İkincil (sekonder) mikroplastik ise parçalanma ile oluşan mikroplastiklerdir.
Mikroplastiklerin Su Canlılarına Tesiri
Mikroplastik hemen hemen fazlaca yeni tanımlanan bir alan ve mevzu olduğundan haklarında meydana getirilen emek harcama sayısı kısıtlıdır. Son yıllarda mikroplastik ve su canlılarına tesirleri üstüne yoğunlaşan çalışmalarda mikroplastiklerin balık popülasyonu üstünde etkilerinin toksik olduğu ortaya çıkmıştır. Denizde bulunabilen bazı kirleticiler mikroplastiklere yapışıp toksik etkilerini fazlalaştırıyor. Son birkaç yılda meydana getirilen bilimsel araştırmalar mikroplastik hakkında fazlaca mühim bilgiler ortaya koydu. Dünyadaki oksijenin bir çok alg fotosentezi yolu ile üretilir. Mikro alglerin mikroplastiklerle etkileşimlerinin sonucunda büyümelerinin engellenmesi, klorofil konsantrasyonunda azalma ve fotosentezin yavaşlaması şeklinde etkisinde bırakır görüldüğü gözlemlenmiştir. Gıda zincirinin üst halkalarına kolaylıkla tırmanan mikroplastik, insan metabolizması üstünde de negatif tesirleri olduğu da ortaya çıkmıştır.
Türkiye’de Mikroplastik Kirliliği
Mikroplastik kirliliği için görünmez çekince de denebilir. Vatanımızda ise sivil cemiyet kurumlarının yapmış olduğu emek harcama sonucu yayınladıkları raporda Türkiye’de mikroplastik kirliliğinin üst seviyede görüldüğünü ortaya çıkarmıştır.
Türkiye’nin Akdeniz sahillerinde meydana getirilen bir çalışmada, 28 türe ilişkin 1137 balığın yarısından fazlasının sindirim sisteminde mikroplastik bulunmuştur. Bu da her iki canlıdan birinin mikroplastik yuttuğunu ortaya koymuştur. Balıklarda en fazlaca rastlanan mikroplastik tipi ise fiberdir. Fiberin çamaşır makinalarında kullanıldığı düşünülmektedir. Günlük olarak deniz canlısı tüketen insanoğlu ise gıda yöntemiyle günde ortalama 11 bin tane mikroplastik tükettiği de veriler içinde bulunur.
Deniz canlılarından barbun ve istavritte görülen mikroplastik türlerinin oranları şu şekilde sıralanabilir: %1’i naylon ve kauçuk, %20’si ise sert plastikten oluşmakla beraber %70’i ise fiberdir. Ek olarak araştırma meydana getirilen balıkların %44’ünde, midye dolmaların %91’inde ve kırmızı karidesin %18’inde mikroplastik tespit edilmiştir. Beş değişik ticari türde doğrusu en fazlaca satın alınan balık türlerinde averaj olarak balık başına düşen mikroplastik adedi 1,08 olarak belirlenmiştir. Bölgesel bazda veriler değerlendirildiğinde Ege Denizi’nde; 1,7, Marmara Denizi’nde; 0,85 ve Akdeniz’de 0,74 tane olduğu belirlenmiştir. Kırmızı karides örneklerinde ise bulunan mikroplastik miktarı %18,8’dir. Meydana getirilen araştırmalarda ise her 10 karidesten ikisinde mikroplastik miktarı 0,28 tane olduğu belirlenmiştir.
Denizlerin bağırsağı olarak vasıflandırılan midye dolmalarında durum daha vahim olarak göze çarpmaktadır. Çeşitli değişik noktalardan alınan midye dolmalarının %91,2’sinde mikroplastik varlığına rastlanmıştır. Averaj olarak mikroplastik varlığı midye başına 0,63 adettir. Porsiyon bazında değerlendirme yapıldığında 100 gramlık bir midye tüketiminde 5,76 tane ve 250 gramlık midye tüketiminde ise 14,41 tane mikroplastik tüketme riskiniz bulunuyor.
Deniz canlılarında görülen mikroplastiklerin 13 değişik polimerde olduğu da belirlenmiş ve en fazla bulunan polimer tipinin ise tek kullanımlık plastiklerin üretiminde kullanılan ürünler bulunduğunu da belirlenmiştir.
Mikroplastiklerin Genel Kaynakları
- Kişisel Hijyen ve Bakım Ürünleri(birincil mikroplastik)
- Deterjan ve temizlik ürünlerinde bulunan Mikroplastikler
- Plastik ürünler ve Malzemeler (ikincil)
- Bileşik tekstil Ürünleri (ikincil)
- Endüstriyel Hammaddeler, kalıntılar ve Atıklar (birincil)
- Ulaşımdan meydana gelen (ikincil): Vasıta lastiği döküntüleri
- Tarımsal Faaliyetler
- Kullanılan öteki minik plastik ürünlerin kasten ve kaza ile kanalizasyona atılması
- Öteki ürünler: Su yumuşatıcıları ve farmasötikler için kullanılan bazı hususi plastikler
Mikroplastiklerden Kurtulmak Mümkün mü?
Mikroplastiklerden kurtulmak için normal olarak ki ilk adım plastik kullanımı en aza indirmekle adım atar. Plastik ayak izinin dünya genelinde azaltılması koşul. Katı atık parçalarının yanında denizdeki mikroplastiklerin ana deposu atık su tesisleridir. Boşalma edilen sular muhteviyatında en fazlaca bileşik, elyaf ve temizlik malzemelerinden meydana gelen mikroplastik parçaları içermektedir. Mikroplastik kirliliğinin giderilmesinde arıtma tesisleri bile çaresiz kalıyor. Bilim adamları elektroliz ve filtrasyon tekniklerinin geliştirilmesinin mikroplastik problemininin çözülebileceğini öne sürüyor.