-
mutlakiyet
İsimEskidilArapça
Saltçılık
Mutlakiyet (Monarşi), bir devlet yönetiminde, devletin temel güç ve yetkilerinin tek kişide toplandığı yönetim biçimidir. Bu yönetim anlayışında gücü elinde toplayan kişiyi sınırlandıran herhangi bir yasa yoktur. Bu açıdan yönetenin sınırsız iktidarı bulunmaktadır.
Mutlakiyetin Tarihçesi
Avrupa’da 15. yüzyıldan itibaren derebeyliklerinin birleşerek tek yönetim altında toplanması sonucu mutlakıyet anlayışı oluştu. 15. yüzyıldan itibaren yeni coğrafi bölgelerin ve tecim yollarının keşfi ile Avrupa ekonomisinin büyük bir değişime uğraması, yönetimsel açıdan da büyük değişimlere sebebiyet verdi. Madeni eşyaların ehemmiyet kazanması ile altın, bakır ve gümüş şeklinde kıymetli madenlere ehemmiyet veren merkantilist iktisat politikası benimsendi.
15. yüzyıldan itibaren Avrupa’da söz sahibi olan İspanya Krallığı ile Osmanlı Devleti’nin yerini İngiltere ile Fransa aldı. Otuz Yıl Savaşları’nın peşinden kazanılan zafer ile beraber Fransa kralları tam anlamı ile mutlakıyeti sağlamış oldu. Bu gelişmenin sonucu Fransa’da papalık makamından bağımsız olarak kilise açıldı.
17. yüzyılın bitimi ve aydınlanma çağının başlangıcı ile mutlakıyet anlayışı düşüşe geçti. Rönesans ve düzeltim hareketlerinin Avrupa insanına getirmiş olduğu yeni özgürlükler doğrultusunda mutlakıyete karşı başkaldırılar kendini gösterdi. 1789 Fransız İhtilali ile başlamış olan bu gelişmeler sonucu mutlakıyet anlayışı değişik eğilimlere yöneldi ve bazı ülkelerde kralların yetkileri kısıtlandı.
Mutlakiyet (Monarşi) Detaylı ifade
Monarşi bir hükümdarın devlet başkanı olduğu bir yönetim biçimidir.Saltanatın bir başka adıdır. Bu hükümdar, Türkçede kral, imparator, şah, padişah , prens, komut şeklinde çeşitli adlar alabilir. Bir monarşiyi öteki yönetim biçimlerinden ayıran en mühim özellik, devlet başkanının bu yetkiyi yaşamı süresince elinde bulundurmasıdır.Hükümdar öldükten sonrasında onun soyundan biri gelir(oğlu,kardeşi şeklinde). Cumhuriyetlerde ide devlet başkanı seçimle işbaşına gelir. “Monarşi” sözcüğü dilimize Fransızca Monarchie kelimesinden gelir. Cezalandırma ve affetme yetkileri yalnız hükümdarın elindedir. Otoritenin bir kralın yada bir imparatorun elinde olduğu yönetim türüdür.
Etimolojik anlamına bakılırsa monarşi bir kişinin yönettiği bir devlet düzenidir. Gerçekte ise bu terim, iktidarın aynı ailede soydan geçme kanalıyla kalması biçiminde nitelendirilebilecek bir yönetim biçimini tanımlar.
Monarşi, yüzyıllar boyu, dünyada en yaygın yönetim biçimiydi. Bunlar bir çok süre, geleneksel tanıma en yakın, tanrısal hakka dayanan monarşilerdi: prens, iktidarı tek başına elinde tutardı ve Tanrı’dan başka hiç kimseye hesap vermek zorunda değildi, şundan dolayı otoritesini ondan aldığına inanılıyordu. Aslına bakarsak, bu tip yönetim hiçbir süre tam anlamıyla uygulanamamıştır. Hakikaten, en müstebit hükümdarlar bile, uyruklarının bazılarını (varlıklı ve kuvvetli soylular, etkili din adamları şeklinde) kollamak zorundaydılar; üstelik ulaşım ve komünikasyon araçlarının yavaşlığı da onları, uzak bölgelerdeki topraklarını başkaları eliyle yönetmeğe zorluyordu. Bununla beraber otorite, kralın veya danışmanlarının elinde toplanmıştı ve halk, alınan kararlara karışamıyordu.
Birçok ülkede toplumsal ve siyasal gelişim, bilhassa XVIII. yy. sonlarında, «meşrutî» adında olan yeni bir tür monarşinin doğmasına yol açtı: o zaman hükümdarın yetkileri, yazılı bir anayasa ile tanımlanmış ve sınırlanmıştır. Bu monarşi çoğu zaman «parlamenter»dir ve demokrasiye pek yakındır: kral, devletin simgesi olarak kalır, sadece yürütme yetkisini bir hükümete bırakır. Hükümet de halk tarafınca seçilmiş bir millet meclisinin kararlarına uymak zorundadır. Sözgelimi Hollanda, Danimarka, İngiltere, İsveç ve Belçika’da durum böyledir.
- mutlakiyet ne demek
- mutlakiyet
- mutlakiyet nedir tarih
- mutlakiyetçi ne demek
- mutlakiyet rejimi nedir
- mutlakiyetçi yönetim nedir
- mutlakiyetçilik
- mutlakiyet yönetim nedir
- mutlakiyete dayalı yönetim nedir
- mutlakiyet periyodu