Uzak Doğu felsefesi, Orta Doğu ve Asya ülkelerinde ortaya çıkan felsefi düşüncelerin tümünü kapsar. Bu felsefi düşünceler genellikle Budizm, Konfüçyüsçülük, Taoizm, Hinduizm ve Japon Şintoizmi gibi dinlerle ilişkilidir.
Budizm, birçok Asya ülkesinde yaygın olarak kabul edilen bir dindir ve insanların acı ve sıkıntıdan kurtulmak için düşüncelerine ve davranışlarına özen göstermesi gerektiğine inanır. Budizm aynı zamanda insanların dünyevi şeylere bağlılıktan kurtulup, tanrıların ve kutsal yazıların koruyuculuğuna güvendiği bir din değildir. Budizm, insanların kendi özgür iradeleriyle kendi kurtuluşlarını sağlamalarını öğütler.
Konfüçyüsçülük, Çin'de ortaya çıkan bir felsefe sistemidir ve insanlar arasındaki ilişkileri, aile ilişkilerini ve toplumun düzenini konu edinir. Konfüçyüsçülük, insanların birbirlerine saygı göstermelerini, ailelerin önemine vurgu yapar ve toplumda düzenin sağlanmasını önemser.
Taoizm, Çin'de ortaya çıkan bir düşünce sistemidir ve doğayı ve evreni anlamaya çalışır. Taoizm, doğanın ve evrenin düzeninin anlaşılmasını ve insanların bu düzeni takip etmesini öğütler.
Hinduizm, Hindistan ve diğer Asya ülkelerinde yaygın olarak kabul edilen bir dindir ve birçok tanrıya inanılır. Hinduizm aynı zamanda insanların dünyevi şeylere bağlılıktan kurtulup, tanrıların ve kutsal yazıların koruyuculuğuna güvendiği bir din değildir. Hinduizm, insanların kendi özgür iradeleriyle kendi kurtuluşlarını sağlamalarını öğütler.
Japon Şintoizmi, Japonya'da yaygın olarak kabul edilen bir dindir ve Japonya'nın kültürel değerlerine dayanır. Şintoizm, Japonya'da bulunan tanrıları ve güçleri konu edinir ve insanların bu tanrıları ve güçleri saygı göstermelerini öğütler.
Uzak Doğu felsefesi, bu düşünce sistemlerinin tümünü kapsar ve insanların yaşamlarını düzenlemeyi, dünyevi şeylere bağlılıktan kurtulmayı ve insanlar arasındaki ilişkileri düzenlemeyi amaçlar. Bu felsefi sistemler genellikle insanların dünyevi şeylere bağlılıktan kurtulup, düşüncelerine ve davranışlarına özen göstermelerini öğütler ve insanların kendi özgür iradeleriyle kendi kurtuluşlarını sağlamalarını önerir.