Stilistik rekompozisyon, bir öteki adıyla uslüp birliğine erişme olarak tanımlanabilir. Stilistik rekompozisyon bir restorasyon akımıdır. Fransız ihtilali sonrası ortaya çıkan bu restorasyon akımınında, ana düşünce yapıyı onarmak ve daha iyi konuma getirmekten ziyade, yapıyı yapıldığı döneme ilişik malzemelerle onarmak anlamına gelir.
Yapının değişik dönem eklerini temizleme işleminden sonrasında kendi dönemine döndürme fikri Saint Denis kilisesinden adım atmıştır. Eugene Emmanuel Viollet le Duc’un öncülük etmiş olduğu bu düşünce, ihtilalden sonrasında ziyan olmuş yapılara, bilhassa onarım gerektiren kliselere ne yapılabilir merağından dünyaya gelmiştir. İlk dönemler fazlaca fazla yandaş toplayan stilistik rekompozisyon akımı, süreç içinde fazlaca fazla eleştiri aldı ve zaman içinde bu akıma ters düşen uygar restorasyon ve zamanı restorasyon fikirleri ortaya çıktı.
Adolphe Napolén Didron bu akıma büyük eleştiriler getirdi, John Ruskin ise anti-restorasyon kuramı geliştirerek “Restorasyon bir yapının karşılaşacağı en büyük felakettir” demiştir. https://nedir.pro/2024/03/25/sivil-toplum-kurulusu-nedir-ne-demek/
Türkiye’de Stilistik Rekompozisyon
Günümüzde Anadolu sınırları içinde “Temizleme” olarak ortaya çıkan stilistik rekompozisyon, uygar koruma ilkelerine aykırıdır. Yapıya her ne kadar dönemine uygun olmayan, güzel duyu tesirini değiştiren eklemeler yapılmış olursa olsun restore esnasında, değişen sanat akımlarının öncüleri tarafınca meydana getirilen ekler, çıkarmalar ve bezemeler temizleme değildir.
Kaldırılması ya da eklenmesi ihtiyaç duyulan ekler ile ilgili kararları bugün Kültür ve Doğa Varlıklarını Koruma Kurulları vermektedir. Kaldırılması istenen yapısal ekler (duvar, döşeme,bezeme, stilistik rekompozisyon , vb.) görünüş rölöve paftalarına işlenir ve tavsiye proje olarak Kültür ve Doğa Varlıklarını Koruma Kuruluna sunulur. Yetkili Kültür ve Doğa Varlıklarını Koruma Kurulu’ndan onay alındığı takdirde değişiklik, uygun görülen ekip tarafınca yapılır.