Yerçekimi

Kütle çekim kuvvetinin dünya için isimlendirilmiş haline yer çekimi kuvveti denir. Bu yüzden yer çekimi kuvveti Dünya’nın, üstünde bulunan cisimlere uyguladığı kütle çekim kuvvetidir.Yerçekimi öteki bir adla kütle çekim kuvveti maddenin kütlesinden dolayı oluşan kuvvettir ve bu etkiye maruz kalan maddele birbirilerine karşı ivmeli bir hareket gerçekleştirir. kütle büyüdükçe yer çekimi kuvvetide büyür.

Yerçekimini veren formül: F=G.(M1.M2)/R2 dir.

Burada ki M1 herhangi bir kütleyi,M2 dünya olsun.R ise dünya ile o kütle arasındaki uzaklıktır. G ise evrensel çekim sabitidir. doğal olarak burada yalnız dünya olması koşul değil. bu förmül hacmi olan tüm cizimleri kapsar. Yerçekimi nedir konusunu idrak etmek için ilkin Genel (Evrensel) Çekim Kuvvetini idrak etmek lazım.


Genel (Evrensel) Çekim Kuvveti


Evrende bulunan tüm cisimler(Dünya ve öteki gök cisimleri) birbirlerine çekim kuvveti uygularlar. Bu kanuna genel (evrensel) çekim kanunu denir. Genel çekim kanunu, Isaac Newton tarafınca bulunmuştur.

Cisimlerin birbirlerine uyguladıkları çekim kuvveti;
• Cisimlerin kütlelerine bağlıdır (ve kütlelerinin çarpımı ile doğru orantılıdır). Cisimlerin kütleleri arttıkça çekim kuvveti artar.
• Cisimlerin (kütle merkezlerinin) arasındaki uzaklığa bağlıdır (ve uzaklığın karesi ile ters orantılıdır). Cisimlerin arasındaki uzaklık arttıkça çekim kuvveti azalır.
• Cisimlerin birbirlerine uyguladıkları çekim kuvveti eşit büyüklükte fakat zıt yöndedir
• Gezegenlerin Güneş çevresinde belirli yörüngelerde (elips şeklinde) dolanmalarının sebebi, Güneş’in gezegenlere çekim kuvveti uygulamasıdır.
• Dünya ve Dünya üstündeki tüm cisimler birbirlerine çekim kuvveti uyguladıkları halde bu kuvvetten yalnız cisim etkilenir, Dünya etkilenmez. Bunun sebebi Dünya’nın hacminin fazlaca büyük olmasıdır.
• Genel çekim kanunu Newton tarafınca açıklanmıştır.


Yerçekimi Nedir ? (Detay)


Kütle çekim kuvvetinin Dünya için isimlendirilmiş haline yer çekimi kuvveti denir. Bu yüzden yer çekimi kuvveti Dünya’nın, üstünde bulunan cisimlere uyguladığı kütle çekim kuvvetidir.


Yerçekimi Kuvvetinin Özellikleri ve Neticeleri


* Dünya’nın, üstünde bulunan bir cisme uyguladığı yer çekimi kuvvetinin ebatlarına (kütleye tesir eden yerçekimi kuvveti) ağırlık denir.
* Ağırlık G ile gösterilir
* Ağırlık dinamometre yada yaylı el kantarı ile ölçülür(Günlük hayatta yaylı el kantarı ile kütle ölçülebilmektedir. Yaylı el kantarının bölmeleri kütle ölçümü için ayarlanmıştır).
* Yer çekimi kuvveti cisimleri daima Dünya’nın merkezine çeker. Bu yüzden yer çekimi kuvvetinin doğrusu cismin ağırlığının yönü daima Dünya’nın (yerin) merkezine (aşağı) doğru gösterilir.
* Bir cismin ağırlığı cismin Dünya üstünde bulunmuş olduğu yere göre değişiklik gösterir.
* Cisim Dünya’nın (yerin) merkezine yaklaştıkça (g arttığı içi) ağırlık artar,
* Cisim Dünya’nın (yerin) merkezinden uzaklaştıkça (g azaldığı için) ağırlık azalır.
* Dünya, kutuplardan basık olduğundan Dünya’nın kutuplardaki yarıçapı, ekvatordaki yarıçapından küçüktür. Bu yüzden bir cismin kutuplardaki ağırlığı, ekvatordaki ağırlığından daha büyük olur. (Yerin merkezine daha çok yaklaşıldığı için).
* Dünya’da deniz kenarından yükseklere çıkıldıkça cismin Dünya’nın merkezine uzaklığı artacağı için ağırlığı azalır.
* Uzayda yer çekimi olmadığı için bir cismin uzaydaki ağırlığı sıfırdır.
* Dünya’daki kütle çekim kuvveti Ay’daki kütle çekim kuvvetinin ortalama 6 katı olduğundan bir cismin Dünya’daki ağırlığı, Ay’daki ağırlığının ortalama 6 katıdır. Ay’daki kütle çekim kuvvetine ay çekimi kuvveti denir.


Yerçekimi Olmasaydı Dünyada Yaşam Iyi mi Olurdu?


Bu kuvvet algılayabildiğimiz tek kuvvet olmasına karşın, bununla birlikte da hakkında minimum data sahibi olduğumuz kuvvettir. Yerçekimi olarak bildiğimiz bu kuvvetin gerçek adı “kütle çekim kuvveti”dir. Sertliği öteki kuvvetlere gore en düşük kuvvet olmasına karşın, fazlaca büyük kütlelerin birbirini çekmelerini sağlar.

Evrendeki galaksilerin, yıldızların birbirlerinin yörüngelerinde kalmalarının sebebi bu kuvvettir. Dünyanın ve öteki gezegenlerin Güneş’in çevresinde belirli bir yörüngede kalabilmelerinin sebebi de gene yerçekimi kuvvetidir. Biz bu kuvvet yardımıyla yeryüzünde yürüyebiliriz. Bu kuvvetin değerlerinde bir azalma olursa yıldızlar yerinden kayar, dünya yörüngesinden kopar, hepimiz dünya üstünden uzay boşluğuna dağılırız.

En küçük bir artma olursa da yıldızlar birbirine çarpar, dünya güneşe yapışır ve hepimiz de yer kabuğunun içine gireriz. Hepsi fazlaca uzak ihtimaller olarak görülebilir, fakat bu kuvvetin şu an haiz olduğu şiddetinin dışına fazlaca kısa bir süre dahi çıkması, bu sonlarla karşılaşmak için yeterlidir.

Meşhur moleküler biyolog Michael Denton, Nature’s Destiny: How the Laws of Biology Reveal Purpose in the Universe (Tabiat ananın Kaderi: Biyoloji Kanunları Evrendeki Amacı Iyi mi Gösteriyor) adlı kitabında bu gerçeği şöyleki vurgular: Eğer yerçekimi kuvveti bir trilyon kat daha kuvvetli olsaydı, o süre evren fazlaca daha minik bir yer olurdu ve ömrü de fazlaca daha kısa sürerdi. Averaj bir yıldızın hacmi, şu anki Güneşimiz’den bir trilyon kat daha minik olurdu ve yaşama süresi de bir yıl kadar olabilirdi. Öte taraftan, eğer yerçekimi kuvveti birazcık bile daha kuvvetsiz olsaydı, hiçbir yıldız ya da galaksi asla oluşamazdı.

Öteki kuvvetler arasındaki dengeler de son aşama hassastır. Eğer kuvvetli nükleer kuvvet birazcık bile daha zayıf olsaydı, o süre evrendeki tek kesin element hidrojen olurdu. Başka hiçbir atom oluşamazdı. Eğer kuvvetli nükleer kuvvet, elektromanyetik kuvvete gore birazcık bile daha kuvvetli olsaydı, o süre da evrendeki tek kesin element, çekirdeğinde iki proton bulunduran bir atom olurdu.

Bu durumda evrende asla hidrojen olmayacak, yıldızlar ve galaksiler oluşsalar bile, şu anki yapılarından fazlaca değişik olacaklardı. Açıkçası, eğer bu temel güçler ve değişkenler şu anda haiz oldukları değerlere tamı tamına haiz olmasalar, hiçbir yıldız, süpernova, gezegen ve atom olmayacaktı. Yaşam da olmayacaktı.

Örneklersek:
-havaya attığımız şeyler tekrar geri gelmezdi(futbolda kalecinin vuruşu)
-üzerimize asla yağmur yağmazdı
-terazi diye bir şey kullanamazdık
-yemek yeme su içme benzer biçimde gereksinimlerimiz fazlaca zorlaşırdu.
-yere basamazdık
-binalarda kiremit kullanamazdık.
-ölen kanatlı hayvanlar hep havada kalırdı
aklıma gelenler bunlar
o şekilde olmuş olsaydı yaşam başlangıçta keyifli oludu fakat sonrasında çekilmez olurdu
iyi taraflarınıda bulmak mümkün
dar ağacında infaz(asılarak)olmazdı
uçaklar bombalarını kullanamazdı

Yerçekimi Olmasaydı Yorum:
Yer çekimi olmasaydı dünyada yaşam olmazdı ya da tıpkı uzay gemileriyle seyahat meydana getiren insanların yaşamış olduğu yerçekimsiz ortam sebebiyle herşey fazlaca değişik olurdu. Muhtemelen insanoğlunun yapısı da farklılaşırdı. Bugünkü benzer biçimde konutlar, yollar ulaşım araçları, iş ve eğitim yaşamı yerine uzayda kurulan uzay üslerindeki benzer biçimde hususi ortamlar oluşturulup yaşanırdı. Fakat ihmal etmeyin ki yerçekimsiz ortam yalnız insanları değil tüm yaşamı ve dolayısıyla onların kullandığı eşyaları da etkilerdi. Yaşam olabilmesi için hava,su vb gerekenler de olamayacağı için; kısacası insanların yaşayabileceği bir ortam olmazdı ve kim bilir insanoğlu olmazdı.


Yerçekimi Kuvveti Iyi mi Bulunmuş oldu ? Yerçekimini kim buldu?


Meşhur İngiliz bilim adamı Isaac Newton’un bir elma ağaca altında otururken “yerçekimi Kanunu”nu iyi mi bulmuş olduğu hakikaten garip bir hikayedir.

Bu tür hikayelerin bir çok uydurmadır fakat, İsaac Newton’unki gerçek olabilir. Newton’un altında oturmuş olduğu elma ağacının dalından düşen bir elma, meşhur bilim adamının kafasında bazı soruların şekillenmesine yol açmıştır kim bilir. Dalından kopan elma niçin yukarıya doğru değil de,yere düşüyor?Daldan kopan elma,pencereden atılan bir şey yere düşüyor da, ay ve gökyüzündeki yıldızlar niçin düşmüyor? Bu sorular üstünde uzun süre düşünen, emekler ve deneyler meydana getiren İsaac New-ton, birkaç yıl sonrasında, tüm evrene egemen olan yerçekimi kanunu’nun formülünü ortaya koymuştur.

Rahat bir tanımlamayla,yerçekimi, yeryüzündeki cisimleri yere doğru çeken kuvvettir. Başka türlü söylemek gerekirse, dünyayı ve öteki gezegenleri güneşin çevresindeki hareket ettikleri yolda tutan,bunu elde eden kuvvet “yerçekimi kuvveti” dir.

Bilinmiş olduğu benzer biçimde, havada özgür bırakılan her cisim yere düşer. Bu düşmeye sebep olan da, yukarda belirttiğimiz benzer biçimde “yerçekimi kuvveti”nden başka bir şey değildir. Cisimlerin “ağır” ya da “hafifçe olduklarını söylediğimiz süre, aslına bakarsak arzın onları daha büyük yada daha azca bir kuvvetle çekmesi sözkonusudur. Her cismin öteki cisimler üstünde belirli bir “çekimsel” kuvveti vardır. Bu çekim kuvveti, sözkonusu cisimlerin kitlesine ve birbirine olan mesafesine bağlıdır. Cisimler ağırlaştıkça ve aralarındaki mesafe azca aldıkça,birbirleri üstündeki çekim kuvveti büyür. Astronomlar ve bilim adamları, gökyüzündeki cisimlerin (ay, gezegenler, vs.) bulundukları durumda düşmeksizin kalmalarını bu kanunla açıklamaktadırlar. Her cisme tesir meydana getiren yerçekimi kuvveti eşit değildir. Bir cismin düşmesini önlemek, o cismi etkileyen yerçekimi ivmesine eşit,sadece zıt yönlü başka bir kuvvetin etkisiyle mümkün olabilir. yerçekimi ivmesi durağan(durgun) (değişmez) bir değerdir. Bir cismin kitlesi ile yerçekimi ivmesinin çarpılması sonucu, o cismin ağırlığı bulunur.

Yerçekimi ivmesi dünyanın derhal her tarafında 980 sm/ saniye kare’dir.

Ekvator’dan kutuplara doğru gidildikçe bu ivme birazcık artar. Dolayısıyla, aynı cisim Ekvator’da ve kutuplarda tartılacak olursa ağırlığının farkettiği görülecektir.


Yerçekimi iyi mi olur?


Havaya fırlatılan bir taşın eninde sonunda yere düşeceğini hepimiz bilir. Taşın düşmesine yol açan, Dünya’ nın çekme kuvvetidir ve bu kuvvete yerçekimi kuvveti denir.

M.Ö. 4. yüzyılda yaşamış olan eski yunanlı felsefeci Aristo, ağır cisimlerin hafifçe olanlardan daha acele yere düştüğünü ileri sürmüştü. Bu fikir, italyan bilim adamı Galileo Galilei’nin ( 1564-1642 ) tüm cisimlerin ( hava direncinin tesiri bir yana bırakılırsa ) aynı hızla düştüğünü ve düşen bir cismin ulaşmış olduğu hızın yalnızca düşmüş olduğu yüksekliğe bağlı bulunduğunu kanıtlamasına kadar geçerliliğini korudu.

Sir Isaac Newton, herhangi iki cismin birbiri üstünde çekim kuvveti uyguladığını bulmuş ve cisimlerin kütlesinden meydana gelen bu kuvveti kütle çekim kuvveti olarak adlandırmıştır. Yerçekimi de bir tür kütle çekim kuvvetidir.

Newton evrensel yerçekimi yasasını 1687 senesinde yayınladığı ” Principia ” adlı kitabında duyurdu. Bu teoriye gore iki kütle arasındaki çekimgücü, kütlelerin büyüklüğü ile doğru orantılı; aralarındaki uzaklığın karesi ile ters orantılıdır. Şu demek oluyor ki, kütleler büyüdükçe çekimgücü artacak; aralarındaki uzaklık arttıkça çekim gücü azalacaktır. 300 yıldan daha uzun bir süre ilkin açıklanan bu rahat denklem bu rahat fizik ve gökbilimin temel yaptaşlarından biri olmuştur diyebiliriz.

Einstein, 1915 senesinde genel görecelilik teorisini açıklamış olduğu süre, Newton’un yerçekimi teorisini de güncellemiş oldu. Başlangıçta, bilimadamlarının bile anlamakta güçlük çekmiş olduğu teoriye gore yerçekimi, belirli bir uzaklıktaki iki cismin arasındaki çekim gücü değil; uzay-zaman eğiminin bir sonucudur yalnızca.

Peki, Einstein ‘ın teorileri doğruysa, niçin hala Newton ‘un yasalarını kullanıyoruz? Bu probleminin iki yanıtı var : Birincisi, Einstein’ in denklermleri daha fazlaca uzayda ve dev kütleler için fazlaca mühim, sadece, yeryüzünde ve gündelik yaşamdaki kütle ilişkileri için Newton’un yasaları kafi. İkinci niçin ise, Einstein’ın denklemleri fazlaca karışık.


Yerçekimi Kuvveti Tesirinin Gözlenmesi Deneyi


DENEYİN AMACI: Yerin bir çekim kuvveti bulunduğunu görmek.
HAZIRLIK SORULARI:
1-Elimizde bulunan bir elmayı özgür bıraktığımızda niçin yere doğru düşer?
2-Dünyamız tüm cisimleri niçin yerin merkezine doğru çeker? Araştırınız.

DENEYDE KULLANILAN ARAÇ VE GEREÇLER:
1-döküm ayak
3-bağlama parçası
5-ip
7-yalıtkan saplı çubuk
2-statif çubuk
4-çengelli ağırlık
6-kibrit

DENEY DÜZENEĞİ:
DENEYİN YAPILIŞI:
1-Şekildeki düzeneği hazırlayın.
2-Çengelli ağırlığı ip ile yalıtkan saplı çubuğa asınız.
3-İpin gerilmiş ve aşağıya doğru düşey oluşuna dikkat edin.
4-İpi kibrit ile yakınız. Çengelli ağırlığın niçin yere düştüğünü tartışınız.

DENEYİN SONUCU:
Yerçekimi kuvveti tüm cisimleri yerin merkezine doğru çeker.

TEORİK BİLGİ:
Belirli bir yükseklikten özgür bırakılan bir cisim Yer’ e düştüğüne gore, Yer’ in bu cisme bir kuvvet uygulaması gerekir. Bu kuvvete “yerçekimi kuvveti” denir. Bir cismin ağırlığı , o cisme tesir eden yerçekimi kuvvetidir (G = mg ) . O halde ağırlık da bir kuvvettir.
Dünya ile dünyada bulunan cisimler birbirlerine çekim kuvveti uygular. Sadece dünyanın hacmi, cisminkine gore fazlaca büyük olduğundan, dünya bu çekimden etkilenmez. Dünyanın çekim alanı enlemlere göre değişiklik gösterir. Bu yüzden herhangi bir cismin ağırlığı, ekvatordan kutuplara doğru gittikçe artar.
Yerçekimi kuvvetinin doğrultusu düşey, yönü Yer’in merkezine doğrudur. İngiliz bilgini “Isaac Newton “ bigün elma ağacının altında otururken bir elmanın yere düştüğünü görür. Bu vaka hemen sonra kendi adıyla anılan “Newton Genel Çekim kanununu” bulmasına ışık tutmuştur.
Bu kanuna gore;” tüm kütleler birbirini çeker. Bu çekme kuvveti cisimlerin kütle büyüklüklerine ve aralarındaki uzaklığa bağlıdır.”
Mesela yer elmayı çeker, elma da yeri çeker. Sadece yerin hacmi elmanın kütlesinden büyük olduğundan, elmaya uyguladığı çekim kuvveti de o denli büyüktür. Bu yüzden elma yere doğru düşer.


  1. yerçekimi
  2. yerçekimi nedir
  3. yerçekimi iyi mi yazılır
  4. yerçekimini kim buldu
  5. yerçekimi izle
  6. yerçekimi ivmesi
  7. yerçekimi metrik alanı
  8. yerçekimi ne demek
  9. yerçekimi (film) oyuncuları
  10. yerçekimi ivmesi birimi

  1. Dış Kuvvetlerin Oluşturduğu Yer Şekilleri
  2. Zemin

Yorum yapın