Biyolojik Çeşitliliğin Önemi

Özetlemek gerekirse bir bölgedeki nebat ve hayvan türlerinin ve çeşitlerinin sayıca zenginliğine biyolojik çeşitlilik denir.


Biyoçeşitlilik Nedir


Biyolojik çeşitlilik, ya da özetlemek gerekirse “biyoçeşitlilik”, bir bölgedeki genlerin, türleri, ekosistemlerin ve ekolojik olayların oluşturduğu bir bütündür.

Biyolojik çeşitlilik, kara, deniz ve öteki su ekosistemleri ile bu ekosistemlerin bir parçası olan ekolojik yapılar da dahil olmak suretiyle tüm kaynaklardaki canlı organizmalar arasındaki farklılaşma anlamındadır.

Biyolojik zenginlik ya da biyolojik çeşitlilik, canlıların farklılığını ve değişkenliğini, içinde bulundukları karmaşık ekolojik yapılarla, birbirleriyle ve çevreleriyle karşılıklı etkileşimlerini ifade etmektedir.


Biyolojik Çeşitliliğin Yararları


İnsanlar, ziraat ve teknolojide haiz olduğu bugünkü seviyeye, biyolojik çeşitlilik ve zenginlik sonucu ulaşmıştır. Biyolojik çeşitliliğin ve ekosistemlerin sağlamış olduğu faydalar insan yaşamının devamı için gereklidir. Biyolojik çeşitliliği oluşturan nebat ve hayvan türleri ziraat, eczacılık, tıp, hayvancılık, ormancılık, balıkçılık ve endüstri alanlarında, temiz su ve hava sağlanmasında kullanılırlar. Biyolojik çeşitliliği oluşturan nebat ve hayvan türlerinin sayısının ve çeşitliliğinin fazla olması, o ülkeye ekonomik kazanç sağlar.

Biyolojik çeşitlilik, ekosistemleri dengede meblağ, gezegeni yaşanabilir hale getirir, insanların sağlığını, çevreyi ve ekosistemleri destek sunar.

a) Nebat Çeşitliliğinin Yararları : Bitkiler havayı temizler, erozyonu önler, toprağa organik madde kazandırır, toprak yorgunluğunu giderir. Öteki canlılara barınma ve beslenme ortamı sağlayarak ekosisteme devamlılık kazandırırlar.

Ülkemize özgü olarak yetiştirilen çam, meşe, palamut, kavak, ardıç türü ağaçlar ormancılıkla ilgili yarar sağlar.

Acur, taflan, çitlenbik, iğde, göleviz, ahlat (yaban armudu), alıç, delice, idris, melengiç, hünnap, üvez, yonca, mürdümük şeklinde sebze ve meyveler tıp alanında yarar sağlar.

b) Hayvan Çeşitliliğinin Yararları : İnsanlar, ilk çağlardan günümüze kadar hayvanları avlayarak, evcilleştirerek besin deposu olarak, taşımacılıkta, giyimde ve tıpta kobay amaçlı kullanmışlardır.

Bazı böcekler, bitkilerin tozlaşmasını sağlayarak nebat yaşamının ve çeşitliliğinin sürmesini ve bu sayede ekosistemin sürekliliğini sağlar. Böceklerin mühim bir kısmı, organik maddelerin ayrışmasını ve yine toprağa kazandırılmasını sağlar. Bazı böcek türleri de kuşlar, balıklar, sürüngenler şeklinde hayvanların gıda deposu durumundadır.

Ülkemizin çeşitli yerlerindeki naturel çevreye uyum elde etmiş koyun, keçi, inek, sığır şeklinde türler hayvancılıkla ilgili yarar sağlar.

Ülkemize özgü olarak bulunan alabalık, kefal ve levrek türü balıklar balıkçılıkla ilgili yarar sağlar.

c) Ekosistem Çeşitliliğinin Yararları : Doğaya dayalı turizme eko gezim denir. Eko gezim son yıllarda artan bir öneme haizdir. Teknolojik ilerlemeler ve yaşam biçimine bağlı olarak stres altındaki insanoğlu, doğada kendini dinlendirmektedir. Ulusal parklara ve doğaya gidilerek stres atılmaktadır.


Biyolojik çeşitlilik genetik çeşitlilik, tür çeşitliliği,ekosistem çeşitliliği (proses) çeşitliliğidir olmak suretiyle üç hiyerarşik kategoride ele alınır:

1. Genetik Çeşitlilik: Bir ferdin haiz olduğu genler tarafınca belirlenen genetik bilgilerin Toplamıdır yada bir tür içindeki çeşitliliği ifade eder. Bu çeşitlilik belli bir tür, popülasyon, varyete, alt-tür ya da ırk içindeki genetik farklılıkla ölçülür.

2. Tür Çeşitliliği: Belli bir bölgedeki, alandaki ya da tüm dünyadaki türlerin farklılığını ifade eder. Tür çeşitliliği, bir bölgede mevcut olan canlı türlerinin sayısını ifade eder. Yerküresi üstünde mevcut olan tür çeşidi sayısının 10 milyon ila 80 milyon içinde olduğu tahmin edilmektedir. Bugüne dek bu sayının yalnızca 1.6 milyonu (birmilyonaltıyüzbini) bilim adamları tarafınca tanımlanabilmiş ve isimlendirilmiştir. Bir bölgedeki türlerin sayısı (doğrusu o bölgenin “tür zenginliği”) bu mevzuda en sık kullanılan ölçüttür.

3. Ekosistem Çeşitliliği: Bir ekolojik birim olarak karşılıklı etkileşim içinde olan organizmalar topluluğu ile fizyolojik çevrelerinin oluşturduğu bütünle ilgilidir. Ekosistem; kendisini topluluk düzeyinden ayıran, kendileri cansız olan fakat canlı topluluklarının oluşumunu, yapısını ve karşılıklı etkileşimlerini etkileyen yangın, iklim ve gıda döngüsü şeklinde faktörleri de ihtiva eder. Ekosistem düzeyindeki biyolojik çeşitliliğin korunması gıda zincirinin ve enerji akışının korunmasını kapsar. Bu düzeyde, yalnızca türlerin yada türlerin oluşturduğu grupların değil, özelliklerin ve süreçlerin de korunması gerekliliği ortaya çıkmaktadır.


Biyolojik Çeşitlilik Niçin Önemlidir


İnsanların başta besin olmak suretiyle temel gereksinimlerini karşılamasında olmazsa olmaz bir yeri olan canlı kaynakların temeli biyolojik çeşitliliktir. Üretimi meydana getirilen tüm ziraat çeşitlerinin, doğrusu kültüre alınmış nebat ve hayvan türlerinin, temeli doğada bulunan yabani akrabalarına dayanır. Günümüzde de yeni ziraat çeşitleri elde etmek yada mevcut olanları insanların gereksinimlerine nazaran iyileştirmek (ıslah etmek) için yabani türlerden yararlanılmaktadır. Ekosistemler de yabani türlerin varlılarını sürdürmesi, evrimleşmesi, çeşitlenmesi ve yeni genetik özellikler kazanması için canlı ve cansız varlıkların birbirleriyle ve kendi içlerinde etkileşimleri sonucu, çevresel şartlara da bağlı olarak karmaşık ve herbiri diğerinden değişik yapılar ve işlevler kazanmıştır. Ekosistemlerin haiz olduğu bütünlük ve çeşitlilik, iklim, yağış rejimi, tür sosyolojisi şeklinde naturel dengelerin devamında mühim işlevler görür.

Besin ve ziraat için ehemmiyet taşıyan ve giderek azalan canlı kaynaklar, bu gün bir ülkenin haiz olabileceği mühim avantajlar içinde sayılmaktadır. Dünyanın ziraat yapılabilecek nitelikteki alanları ve su kaynakları hızla kirlenmekte ve yok olmaktadır. Bilim adamları yakın gelecekte insanların ciddi bir besin problemi ile karşı karşıya kalacağı görüşündedir. ABD Birleşik Devletleri şeklinde gelişmiş ülkeler rekoltesi yüksek yeni tohumluk ve damızlık ziraat çeşitlerinin geliştirilmesi için büyük yatırımlar yapmakta ve besin ticaretini ellerinde tutma yolunda çabalar sarf etmektedir. Bu gelişmeler ışığında, ülkelerin haiz olduğu biyolojik çeşitlilik, bilhassa genetik kaynaklar anlamında büyük bir güç durumuna gelmektedir. Bundan dolayı çevresel baskılara dirençli ve yüksel üretim potansiyeline haiz çeşitlerin geliştirilmesi için yabani canlı kaynaklardan faydalanılmaktadır.


Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesinin Önemi


Ulusal Biyolojik Çeşitlilik Stratejisi ve Fiil Planı (UBSEP), Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi’nin uygulanmasına rehberlik etmek amacıyla ulusal bir strateji hazırlanması yükümlülüğüne cevap teşkil etmektedir.

Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi’nin metni, dünyadaki sanayileşme, şehirleşme şeklinde biyolojik çeşitlilik üstündeki baskıları artıran süreçlerin hızlanması ile beraber doğan gerekseme üstüne, 1987 senesinde Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP) tarafınca başlatılan ve dört yıl devam eden bir emek harcama sonunda oluşturulmuştur. Rio de Janerio’da 1992 senesinde meydana gelen Dünya Sürdürülebilir Kalkınma Zirvesi’nde biyolojik çeşitliliğin azalmasının mühim bir mesele olduğu ve bu azalmanın internasyonal çaba sarf edilmeden önlenemeyeceği kabul edilmiştir. Zirve, Türkiye’nin de taraf olduğu Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi’nin aralarında bulunmuş olduğu mühim küresel sözleşmelerin imzalanmasıyla neticelenmiştir. Türkiye bu Sözleşmeyi 1992’de imzalamış ve 29 Ağustos 1996 tarih ve 4177 sayılı Kanun ile onaylamıştır. Sözleşme 14 Mayıs 1997 senesinde devletimizde yürürlüğe girmiştir.

Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi (BÇS)’nin üç temel amacını;
• Biyolojik çeşitliliğin korunması,
• Biyolojik kaynakların sürdürülebilir kullanımı;
• Genetik kaynakların kullanımından meydana gelen faydaların adil ve hakkaniyete uygun paylaşımı oluşturmaktadır.

Sözleşme her ülkenin hususi koruma tedbirlerine gerekseme duyan biyolojik kaynaklar ile sürdürülebilir kullanım için daha büyük potansiyele haiz olan biyolojik kaynaklarını belirlemesini; koruma ve sürdürülebilir kullanım üstünde negatif etkiye haiz olabilecek eylemlerin kategorilerinin ve süreçlerinin belirlenmesini ve izlenmesini gerektirmektedir.
Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi ülkelerin sınırları dahilinde biyolojik kaynakları üstündeki hükümranlığını kabul eder. Bu kaynaklara erişim ülkelerin salahiyetinde karşılıklı anlaşmaya dayalı olarak gerçekleştirilecektir. Söz mevzusu karşılıklı anlaşmalar teknolojiye erişim ve genetik materyallerin kullanımından sağlanan faydaların paylaşımı için de bir temel ve fırsat oluşturmaktadır. Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi’nin genetik kaynakları internasyonal bir anlaşmada bağlayıcı yükümlülüklerle ele alan ilk antak kalma olması, varlıklı genetik kaynakların sahibi olan ülkemiz için bu Sözleşmenin önemini artırmaktadır.

Taraflar Konferansı Sözleşme’nin karar organıdır. Sözleşme’nin uygulanması ile ilgili kararlar iki yılda bir meydana getirilen Taraflar Konferansında alınır. Genetik yapısı değiştirilmiş organizmaların (GDO’ların) biyolojik çeşitlilik üstündeki ihtimaller içinde negatif etkilerinin denetim altına alınması amacıyla, Sözleşme’ye ek olarak Cartagena Biyogüvenlik Protokolü hazırlanmış ve 2003 senesinde dünyada yürürlüğe girmiştir.

Sözleşme altında bu güne kadar çeşitli iş programları ve rehberler onaylanmıştır. İş programları değişik ekosistemleri ele almaktadır. Ekosistemlerin yönetimi ile ilgili olan ve her tematik alanı ilgilendiren sürdürülebilir kullanım, teşvik tedbirleri, genetik kaynaklara erişim ve yarar paylaşımı şeklinde mevzularda ise rehberler geliştirilmiştir. İş programları ve rehberler Sözleşmenin uygulanmasında uluslar arası seviyede eşgüdüm sağlanmasını amaçlamaktadır. İş programlarının uygulanması kapsamında ulusal seviyede hedef ve önceliklerin belirlenmesi gerekmektedir.


Türkiyenin Biyoçeşitliliği ve Önemi


Türkiye biyolojik çeşitlilik açısından ufak bir kıta özelliği göstermektedir. Anadolu, kendi başına ayrı bir kıta olmamakla beraber, bir kıtanın haiz olabileceği tüm ekosistem ve habitat özelliklerine tek başına haizdir. Bunun sebepleri içinde üç değişik biyoiklim tipinin görülmesi, bünyesinde Avrupa-Sibirya, Akdeniz ve İran-Turan olmak suretiyle üç Biyocoğrafik Bölge (BCB) bulundurması, haiz olduğu topoğrafik, jeolojik, jeomorfolojik ve toprak çeşitlilikleri, deniz, göl, akarsu, tatlı, tuzlu ve sodalı göller şeklinde değişik sulak alan tiplerinin varlığı, 0-5000 metreler içinde değişen yükselti farklılıkları, derin kanyonlara ve oldukça değişik ekosistem tiplerine haiz olması, Avrupa ülkelerine nazaran buzul döneminden daha azca etkilenmesi, şimal Anadolu’yu cenup Anadolu’ya bağlayan Anadolu Diyagonalinin varlığı ve buna bağlı olarak oluşan ekolojik ve floristik farklılıklar ile üç kıtanın birleşme noktasında yer alması sayılabilir. Özetle, Türkiye ziraat, orman, dağ, step, sulak alan, kıyı ve deniz ekosistemlerine ve bu ekosistemlerin değişik formlarına ve değişik kombinasyonlarına haizdir.

Biyolojik çeşitlilik bakımından Avrupa ve Ortadoğu’nun en varlıklı ülkelerinden olan Türkiye, bu açıdan Avrupa kıtasında dokuzuncu sıradadır. Ülkenin 7 coğrafi bölgesinin her biri ayrı iklim, flora ve fauna özellikleri gösterir. Türkiye’de, her biri kendi endemik türlerine ve kendi naturel ekosistemlerine haiz birkaç değişik ekolojik bölge bulunmaktadır. Türkiye, 120 memeli, 400’ü aşkın kuş türü, 130 kadar sürüngen, 400’e varan balık türüyle, biyolojik çeşitlilikte tür çeşitliliği açısından oldukça zengindir. Öte taraftan, Türkiye sulak alanlar açısından varlıklı bir ülkedir.

Biyocoğrafik bölgelerden Avrupa-Sibirya Biyocoğrafik Bölgesi Şimal Anadolu’da boydan boya ve Trakya Bölgesinin Karadenize bakan kısımlarında uzanmaktadır. En yağışlı iklim bölgesidir, geniş kısmı ormanlarla kaplıdır. Akdeniz Biyocoğrafik Bölgesi, Akdeniz’e kıyısı olan tüm yöreler ile Trakya’nın batı kısımlarını kaplar ve oldukça değişik ekosistem tipleri ihtiva eder. İran-Turan bölgesi, Biyocoğrafik Bölgelerin en genişidir ve Orta Anadolu’dan başlayarak Moğolistan’a kadar uzanır. Bölgede karasal iklim ve step bitkileri baskındır.


Ülkemizin Biyolojik Zenginlikleri


Ülkemizin Asya ve Avrupa kıtaları içinde bir köprü görevi görmesi, ek olarak oldukça değişik iklim ve coğrafi yapıya haiz olması sebebiyle, nebat ve hayvan türleri bakımından oldukça varlıklı bir çeşitliliğe haizdir. Türkiye’de 120 memeli, 413 kuş, 93 sürüngen 18 kurbağagil, 276 deniz balığı, 192 tatlı su balığı ve 60–80.000 böcek türünün bulunduğunu bilinmektedir. Gene ülkemiz nebat türleri bakımından da oldukça zengindir. Tüm Avrupa kıtasında 12.000 nebat türü olmasına rağmen devletimizde 9.000 nebat türü bulunmakta ve bu türlerin % 30’u dünyada yalnız Türkiye’ de bulunmaktadır. Bayağı fazla sayıda nebat ve hayvan türünün tanımlandığı yer ve anavatanı ülkemizdir. Tüm bu yönleriyle Türkiye, biyolojik çeşitlilik bakımından bir kıta özelliği göstermekte olup dünyada benzeri olmayan bir yere haizdir.


Biyolojik Çeşitliliğin Korunması


Biyolojik çeşitlilik, bir bölgedeki nebat ve hayvan türlerinin ve çeşitlerinin sayıca zenginliğidir. Devletimizde ve dünyada nesli tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olan bitkiler kardelen ve salep yapımında kullanılan orkidelerdir. Deniz kaplumbağaları, Akdeniz fokları, bozayı, Ankara keçisi, Tuj koyunları, alageyik, sülün ise nesli tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olan hayvanlardandır.

İster nebat ister hayvan olsun bu canlıların nesillerinin konuna altına alınması için doğa parklarının, naturel yaşam alanlarının oluşturulması, organik tarımın tercih edilmesi ve insanların bu mevzularda eğitilmesi gerekmektedir.

Çiftçiler aşırı otlatmanın, bitkilerin aşırı toplanmasının, ormanların arazi kazanmak amacıyla tahrip edilmesinin biyolojik çeşitlilik açısından negatif tesirleri mevzusunda bilinçlendirilmelidir. Kıyı habitatlarının tahrip edilmesi, balıkçılığın ve avlanmanın aşırı ve kontrolsüz yapımı engellenmelidir. Ek olarak bu türlerin korunması ve denetimi için mekanizmalar geliştirilmelidir.

Biyolojik çeşitlilik tüm dünyanın ortak zenginliğidir. Bugünün gereksinimlerini karşılayarak gelecek kuşaklara da bu çeşitliliği aktarabilmek amacıyla biyolojik çeşitliliğin korunması gereklidir.


  1. biyolojik çeşitliliğin önemi
  2. biyolojik çeşitliliğin önemi slayt
  3. biyolojik çeşitliliğin önemi vikipedi
  4. biyolojik çeşitliliğin önemi maddeler halinde
  5. biyolojik çeşitliliğin önemi özet
  6. biyolojik çeşitliliğin önemi kısa
  7. biyolojik çeşitliliğin önemi özetlemek gerekirse
  8. biyolojik çeşitliliğin önemi özetlemek gerekirse özet
  9. biyolojik çeşitliliğin güzel duyu önemi
  10. biyolojik çeşitliliğin ekonomik açıdan önemi

  1. Biyolojik Çeşitlilik
  2. Ülkemizin Biyolojik Zenginlikleri
  3. Hücre
  4. Biyokimya
  5. Fizyoloji
  6. Biyoloji Bilimindeki Gelişmelerin İnsanlığa Katkıları
  7. Biyolojik Çeşitliliğin Yararları
  8. Biyoloji
  9. Gelişmenin Biyolojik Temelleri
  10. Ozon tabakasının incelmesinin biyolojik çeşitliliğe tesirleri
  11. Sosyobiyoloji
  12. Biyolojik Çeşitliliğin Korunması
  13. Algının Biyolojik Temelleri
  14. Geçmişten Günümüze Biyolojik Çalışmaların İnsanlığa Katkıları
  15. Biyoçeşitlilik

Yorum yapın