Rönesans Nedir?

Rönesans, Orta Çağ’ın arkasından Avrupa’nın kültürel, sanatla alakalı, politik ve ekonomik anlamda coşkulu bir “Tekrardan Doğuş” dönemleridir. 14. yüzyıl ile 17. yüzyıl arasını kapsayan Rönesans; klasik felsefe, edebiyat ve sanatın tekrardan yükselme dönemleridir.

İnsanlık tarihindeki birçok büyük düşünür, yazar, devlet büyüğü, bilim insanı ve sanatçı bu zamanda ortaya çıkarken, bu zamanda meydana getirilen evrensel keşifler Avrupa ülkelerine yeni toprakların ve kültürlerin kapısını açmıştır. Rönesans periyodu, Orta Çağ ile günümüz çağıl dünyası arasındaki boşluğu doldurmasıyla tanımlanır.

Bu süre zarfında, klasik antik çağa ve felsefeye olan ilgi, bazı Rönesans düşünürlerinin kültürlerini canlandırmanın bir yolu olarak kullanmasıyla arttı. Kendi sanat, felsefe ve bilimsel araştırma tarzlarını yaratarak bu Klasik fikirleri genişletip yorumladılar. Rönesans’ın bazı mühim gelişimleri içinde astronomi, hümanist felsefe, basımevi, yazılı dil, fotoğraf ve heykel tekniği, dünya keşfi ve geç Rönesans’ta Shakespeare’in eserleri yer alır.

1. Karanlıktan Aydınlığa: Rönesans’ın Başlangıcı

Antik Roma’nın M.S. 476’da dağılması ile 14. yüzyılın başları arasındaki süreyi kapsayan Orta Çağ süresince, Avrupalılar bilim ve sanatta oldukça azca ilerleme kaydettiler.

“Karanlık Çağ” olarak da malum bu çağ hem de; savaşların, cahiliyetin, kıtlığın ve Kara Ölüm benzer biçimde salgınların periyodu olarak anılır. Sadece bazı tarihçiler, Orta Çağ’a dair meydana getirilen bu acımasız tasvirlerin fazlaca abartıldığını dile getirirken, o dönemlerde tahsile ve antik Yunan ve Roma felsefelerine ilgilinin ve saygının nispeten daha azca olduğu mevzusunda birçok tarihçi aynı fikir durumdadır.

ronesans
Popüler inanışın aksine, klasik metinler ve data, Orta Çağ süresince Avrupa’dan hiçbir vakit tamamen kaybolmadı.

2. Hümanizm

humanizm tablosu
“Hümanizm” kelimesi , ilk olarak antik Roma’da Cicero ve öteki düşünürler tarafınca liberal eğitimle ilgili değerleri tanımlamak için kullanılan Latince humanitas kavramından türemiştir .

14. yüzyıl dolaylarında İtalya’da, hümanizm olarak adlandırılan kültürel bir hareket ivme kazanmaya başladı. Haiz olduğu birçok ilkeyle hümanizm, insanoğlunun kendi evreninin merkezinde bulunduğunu ve insanlığın, eğitimde, klasik sanatta, edebiyatta ve bilimdeki insan başarılarını kucaklaması gerektiği fikrini destekliyordu.

1450’de Gutenberg basımevi makinesinin icadı, Avrupa çapında gelişmiş bir kontakt ağı sağlayarak, fikirlerin oldukça daha süratli yayılmasına imkân sağlamış oldu. İletişim ağında gerçekleşen bu gelişmeyle beraber, Francesco Petrarch ve Giovanni Boccaacio benzer biçimde ilk hümanist yazarların geleneksel Yunan-Roma kültür ve değerlerinin tazelenmesini destekleyen azca malum metinlerinin basılması ve kitlelere dağıtılması gerçekleşmiş oldu. Ek olarak birçok bilim insanı, internasyonal finans ve ticaretteki gelişmelerin, Avrupa’daki kültür üstünde etkili olduğuna ve Rönesans için zemin hazırladığına inanmaktadır.

3. Medici Hanedanı

Rönesans, zengin vatandaşların yetişmekte olan sanatçıları destekleyebildikleri, kültürel zamanı varlıklı bir kent olan Floransa, İtalya’da başladı.

Floransa’yı 60 yıldan fazla yöneten kuvvetli Medici Hanedanı’nın üyeleri, bu hareketin en meşhur destekçileriydi. Büyük İtalyan yazarlar, sanatçılar, siyasetçiler ve ötekiler Karanlık Çağ süresince deneyimlediklerinden oldukça değişik bir entelektüel ve sanatla alakalı devrime katıldıklarını duyuru ettiler.

Hareket ilkin Venedik, Milan, Bolonya, Ferrara ve Roma benzer biçimde öteki İtalyan kent devletleri süresince genişledi. Ondan sonra 15. yüzyıl süresince, İtalya’dan Fransa’ya ve sonrasında tüm Batı ve Şimal Avrupa’ya Rönesans fikirleri yayılmış bulunuyordu. Öteki Avrupa ülkeleri Rönesans’ı İtalya’dan sonrasında yaşasa da hareketin tesirleri gene de devrim niteliğindeydi.

Rönesans Dönemi Eserleri
Rönesans Periyodu Eserleri

4. Rönesans Dehaları

Rönesans’ın en meşhur ve çığır açan aydınlarından, sanatçılarından ve yazarlarından bazılarını şöyleki sıralayabiliriz:
Leonardo da Vinci (1452-1519): İtalyan ressam, mimar, icat eden ve “Rönesans Adamı”, “Mona Lisa” ve “Son Akşam Yemeği” tablolarının sahibi.

Desiderius Erasmus (1466-1536): Şimal Avrupa’ya hümanizm hareketini tanıtan Hollandalı bilim insanı. Yeni Ahit’in Yunancaya çevirmeni.

Rene Descartes (1596-1650): Çağdaş Felsefenin babası olarak kabul edilen, Fransız düşünür ve matematikçi. “Düşüyorum, öyleyse varım.”

Galileo (1564-1642): Teleskoplarla gerçekleştirdiği öncü çalışmalarıyla, Jüpiter’in uydularının ve Satürn’ün halkalarının tanımlanmasını elde eden İtalyan gök bilimci, fizikçi ve mühendis. Güneş merkezli evren görüşü yüzünden ev hapsine mahkûm edilmiştir.

Nicolaus Copernicus (1473-1543): Güneş merkezli güneş sistemi görüşü için ilk çağıl bilimsel savunmayı gerçekleştiren matematikçi ve gök bilimci.

Thomas Hobbes (1588-1679): “Leviathan”ın yazarı olan İngiliz yazar ve düşünür.

Geoffrey Chaucer (1343-1400): “Canterbury Hikayeleri”nin yazarı olan İngiliz yazar ve ozan.

Giotto (1266-1337): İnsan duygularının daha gerçekçi tasvirlerini işlediği eserleriyle, nesiller boyu sanatçıları etkilemiş olan İtalyan ressam ve mimar. Padova’daki Scrovegni Şapeli’nde bulunan freskleriyle ünlüdür.

Dante (1265-1321): “İlahi Komedya”yı yazan İtalyan düşünür, ozan, yazar ve siyasal düşünür.

Niccolo Machiavelli (1469-1527): “Prens” ve “Titus Livius’un İlk On Kitabı Üstüne Söylevler” eserleri ile meşhur, İtalyan dış ilişkiler uzmanı ve düşünür.

Titian (1488-1576): Papa III. Paul ve I. Charles portreleri ile ve sonrasında dini ve efsanevi tabloları “Venüs ve Adonis” ve “Metamorfoz” ile ünlenen İtalyan ressam.

William Tyndale (1494-1536): İngiliz hümanist, bilim insanı ve İncil tercümanı, İncil’i İngilizceye çevirilmiş olduğu için yakılarak öldürülmüştür.

William Byrd (1539/40-1623): İngiliz madrigalini ve dini org müziğini geliştirmesiyle tanınan İngiliz besteci.

John Milton (1608-1674): “Yitik Aden” isminde epik şiirin yazarı İngiliz ozan ve tarihçi.

William Shakespeare (1564-1616): İngiltere’nin “ulusal şairi” ve “Romeo ve Juliet” benzer biçimde sone ve oyunlarıyla ünlenmiş, tüm zamanların en meşhur oyun yazarı.

Donatello (1386-1466): Medici ailesinin siparişiyle yapmış olduğu “Davud” benzer biçimde canlı görünen heykelleriyle meşhur heykeltıraş.

Sandro Botticelli (1445-1510): “Venüs’ün Doğuşu” adlı eserin sahibi İtalyan ressam.

Raphael (1483-1520): Da Vinci ve Michelangelo’nun talebesi İtalyan ressam. En meşhur eserleri “Madonna” ve “Atina Okulu”dur.

Michelangelo (1475-1564): “Davut” heykelini oyan ve Roma’daki Sistina Şapelini boyayan meşhur İtalyan heykeltıraş, ressam ve mimar.

5. Rönesans Sanatı, Mimarisi ve Bilimi

ronesans mona lisa
Mona lisa tablosu

Rönesans döneminde sanat, mimari ve bilim yakından ilişkiliydi. Doğrusu, bu emek verme alanlarının beraber sorunsuz bir halde çalışmış oldukları benzeri olmayan bir vakit dilimiydi. Mesela Da Vinci benzer biçimde sanatçılar anatomi benzer biçimde bilimsel ilkeleri çalışmalarına dahil ediyor ve böylece eserlerinde, muhteşem hassasiyete haiz insan vücutlarını tekrardan yaratabiliyorlardı.

Filippo Brunelleschi benzer biçimde mimarlar, geniş kubbeli devasa binaların tasarımını doğru bir halde gerçekleştirmek için matematik eğitimi alıyorlardı.

Bilimsel keşifler insanlığın bakış açısında büyük değişikliklere yol açtı: Galileo ve Descartes matematik ve astrolojiye dair yeni bir görüş açısı sunarken, Copernicus, güneş sisteminin merkezinin Dünya değil, Güneş bulunduğunu ileri sürdü.

Rönesans sanatı, realizm ve doğacılık ile tanımlandı. Sanatçılar eserlerinde, insan ve nesneleri gerçek hayattaymışçasına tasvir ettiler. Eserlerine derinlik kazandırması için perspektif, gölgelendirme ve ışık benzer biçimde teknikleri kullandılar. Duygu, sanatçıların eserlerine aktarmaya çalmış olduğu bir başka mühim nitelikti.

Rönesans döneminde meydana getirilen en mühim eserlerden bazılarını şöyleki sıralayabiliriz:

6. Rönesans Keşifleri

ronesans kesifleri
Rönesans, bilim, edebiyat, felsefe, matematik ve sanat dahil olmak suretiyle toplumun her alanında mühim aşama kaydetmelerin kaydedildiği insanlık tarihimizin en inanılmaz dönemlerinden biridir.

Pek oldukça sanatçı ve düşünür, kabiliyetlerini yeni görüşleri ifade etmek için kullanırken, bazı Avrupalılar etraflarında bulunan dünyayı daha iyi idrak etmek için, denizleri aşmaya karar verdiler. Bulgu Çağı olarak malum bu zamanda, birçok mühim bulgu yapılmış oldu.

Seyyahlar tüm dünyayı dolaşmak için seferler başlattılar. ABD’ya, Hindistan’a ve Uzakdoğu’ya yeni gezi yolları keşfettiler ve kaşifler, daha ilkin haritalanmamış bölgeleri ziyaret ettiler. Bu meşhur seyyahların bir kısmı, Ferdinand Magellan, Christopher Columbus, Amerigo Vespucci (ABD kıtasına adını vermiştir), Marco Polo, Ponce de Leon, Vasco Núñez de Balboa, Hernando De Soto idi.

7. Rönesans Döneminde Din

Rönesans döneminde hümanizmin desteğiyle Avrupalılar, Roma Katolik kilisenin görevini sorgulamaya başladılar. Okumayı, yazmayı ve düşünceleri yorumlamayı öğrenen insanların sayısı arttıkça, evvelde aracılar vasıtasıyla bildikleri dini yakından incelemeye ve eleştirmeye başladılar. Bununla beraber basımevi, İncil de dahil olmak suretiyle birçok metnin kolayca basılmasını ve insanlara dağıtılmasını kolaylaştırarak, ilk kere metinlerin halk tarafınca okunmasına imkân elde etmiş oldu.

16. yüzyılda Alman bir rahip olan Martin Luther, Katolik kilisenin dağılmasına yol açan devrimci Protestan Reformu hareketine önderlik etti. Luther, kilisenin birçok uygulamasını ve bunların İncil’in öğretileriyle uyumlu olup olmadığını sorguladı. Bunun sonucunda, Protestanlık olarak malum yeni bir Hristiyanlık biçimi yaşam buldu.

8. Rönesans Periyodunun Sonu

Rönesans Nedir?
Birleşik bir tarihsel dönem olarak Rönesans , 1527’de Roma’nın düşüşüyle ​​bitti .

Bilim adamları, bir araya gelen değişik etmenlerin Rönesans’ın sonunu hazırladığına inanıyorlar. 15.yüzyılın sonlarında, oldukça sayıda harp İtalyan yarımadasını tehdit ediyordu. İspanyol, Fransız ve Alman işgalcilerin, İtalyan toprakları için verdikleri harp, bölgede kargaşa ve istikrarsızlığa sebep oldu. Öteki bir taraftan, değişen tecim yolları ekonomide bir gerileme dönemine yol açtı ve zengin kesimlerce sanata harcanan para miktarını kısıtladı.

Ondan sonra, Karşı Düzeltim olarak adlandırılan bir hareketle Katolik kilisesi, Protestan Reformu’na cevap olarak, sanatçıları ve yazarları sansürledi. Birçok Rönesans düşünürünün fazla cüretkâr olmaktan korkmasıyla, yaratıcılıkları bastırılmış oldu. Buna ek olarak 1545’te Trento Konsili, hümanizmin ve Katolik kilisesine aykırı gördükleri her türlü görüşün, ölümle cezalandırılacağını bildirdikleri sapkın Roma Engisizyonu’nu kurdu. 17.yüzyılın başlarında sonlanan Rönesans hareketi, Aydınlanma Çağı’na öncülük etmiş oldu.

9. Rönesans Üstüne Tartışmalar

Pek oldukça bilim insanı Rönesans’ı Avrupa tarihinin benzeri olmayan ve coşku verici bir periyodu olarak görürken, bazıları ise bu devrin Orta Çağ’dan pek bir farkı olmadığını ve her iki son zamanların da geleneksel hesapların öne sürdüğünden daha çok benzerlik gösterdiğini iddia ediyorlar.

Bazı çağıl tarihçiler ise, Orta Çağ’ın Rönesans sürecinin gölgesinde kalmış ve bu yüzden tarih süresince önemsenmemiş bir kültürel kimliğe haiz olduğuna inanıyorlar.

Rönesans sürecinin başlangıç ve bitiş tarihleri ile haiz olduğu etkinin miktarı münakaşa konusuyken, dönemde yaşanmış olan olayların ve insanların dünyayı anlama ve yorumlama şeklinin değişmesini elde eden ilerlemelere katkı sağlamış olduğu görüşü, genel olarak kabul gören bir görüştür.

Zehra GÜNEŞ


Bunlar da ilginizi çekebilir

 

Yorum yapın