UQ Psikoloji Okulu’ndan Profesör Alex Haslam, liderlik ve iş esenliği ile alakalı fikirlere yönelik araştırmalara öncülük eden bir bilim adamıdır. Profesör Alex Haslam ve arkadaşları, bu çalışmada da bireylere, gruplara ve kuruluşlara zarar vermesine karşın popülerliğini korumuş olan liderliği “Zombi Liderlik: Aramızda Yürüyen Ölü Fikirler” başlıklı makalede yeniden gündeme taşımışlar.
Bu çalışmada, modası geçmiş liderlik algılarının, cemiyet genelinde hala varlığını sürdürdüğüne dikkat çekiliyor. Artık bu iddiaların yanlış bulunduğunu bilmemize karşın, hala var olmaya ve aramızda dolaşmaya devam ediyor olmasını da ‘zombi liderliği’ olarak tanımlanıyor.
Siz Şirketinizi Iyi mi Yönetiyorsunuz?
Örneğin; ‘zombi liderliğin’ özelliklerinden önde gelen, liderliğin hususi niteliklere haiz kişilerde olması yanlış bir algıdır. Bunun yanı sıra, Zombi liderliği, otoriteyi yalnızca liderleri içine alan bir kavram olarak görünüyor. Öteki sorunlu örnekler içinde ise; tüm liderlerin aynı olduğu, iyi liderliğin kolayca fark edilmiş olduğu, insanların bir önder olmadan başa çıkamayacağı ve liderliğin daima iyi olduğu fikri sayılabilir.
Çalışmanın bir öteki dikkat çekici yargısı da, Zombi liderliğinin kuruluşlar ve cemiyet için zehirli bulunduğunun altının çizilmesidir. Zombi liderliğiyle savaşım etmek için araştırmacılar, zombi liderliğinin ne işe yaradığını idrak etmek ve onunla karşılaştığınızda onu tanıyabilmek de dahil olmak suretiyle çeşitli stratejiler öneriyorlar.
Sonuçta, liderliği bir grup süreci olarak idrak etmek, liderlerin daha kapsayıcı olmasına da destek olabileceğini vurguluyorlar. Ek olarak, liderliği her insanın katkıda bulunabileceği bir süreç olarak görülmesinin, grupları ve işletmeleri daha başarı göstermiş kılacağını savunuyorlar.
Okumuş olduğum bu yazı, ilk olarak, zombi liderliğin ne işe yaradığını detaylı bir halde anlamama destek oldu. Günümüzde hala bazı grupların ve işletmelerin aslen zombi liderlik yöntemi ile yönetilmeye devam etmekte olduklarını farkettim.
Hızla dijitalleşen dünyada, gelişen ve değişen emek harcama koşullarına uyum sağlamayan ya da sağlamakta zorluk çeken şirketleri düşünmeme destek oldu diyebilirim. Dijitalleşmeye açık ve dijital yerliler dediğimiz yeni jenerasyon çalışanlarının daha çok olduğu şirketlerin, çalışanlarının görüşlerini daha çok önemsediğini bu yazımda dile getirmenin mühim bulunduğunu düşünüyorum.
Makaleyi incelerken, zombi liderlik zihniyetiyle varlık göstermeye çalışan şirketlerin çalışanlarını ve müşterilerini anlamakta zorlanıyor olmalarının düzgüsel bulunduğunu düşünmeden edemedim. Alternatif fikirlere, gelişime ve dönüşüme açık olmayan zombi liderler tarafınca yönetilmeye çalışılan işletmelerin, iç ve dış pazarlarda rekabet edebilme şanslarının da son aşama zayıf bulunduğunu kavradım diyebilirim.
Bunun yanı sıra, bu makaleyi inceledikten sonrasında, zombi liderlerin, mevcut ve potansiyel müşterilerin tüketim psikolojisini idrak etmek mevzusunda da zorlanacağını, bu mevzuda da gelişmekte ve büyümekte olan şirketlerin desteklenmesi ve eğitilmesi icap ettiğini düşünmekten kendimi alamadım.
Mevcut bir şirketi yönetirken hakikaten çalışanlarımızın ya da müşterilerimizin psikolojisini ve iyi oluşunu gercekten önemisiyor muyuz? Hakikaten iyi mi bir lideriz?
Liderlik olarak tanımladığımız becerinin birilerine istediğini yaptırmak yerine, hakikaten o işi yapmak isteyenlere esin olması demek bulunduğunu unutmamalıyız.