Bir keresinde öğrencilerime postmodernizm teriminin ne anlama geldiğini bilip bilmediklerini sormuş oldum. Biri, her şeyi tırnak içine aldığınız vakit bulunduğunu söylemiş oldu. O denli da fena bir yanıt değildi. Bu sebeple “gerçeklik”, “gerçek” ve “insanlık” benzer biçimde kavramlar daima düşünürler. Postmodernizm ile ilgili “metinler” tarafınca incelenir. Postmodernizm çoğu zaman alıntılar bir kültür olarak görülüyor.
Matt Groening’in Simpsonlar’ını ele alalım (1989–). Tv şovunun yapısı, aile sitcomunun klasik periyodunu alıntılar. Çizgi film karakterlerinin talihsizlikleri kurumsallaşmış otoritenin her türlüsüyle alay ederken öteki medya metinlerinden alıntı yapar. Bu hiper bilgili “metinlerarasılık” formu, amansızca ironik yada postmodern bir dünya görüşü üretir.
Modernizm ile İlişkisi
Postmodernizmi bir kavram olarak tanımlamanın zorluğu, 1970’lerden bu yana çeşitli kültürel ve eleştirel hareketlerde yaygın kullanımından meydana gelmektedir. Postmodernizm bir tek bir periyodu değildir. Hem de bir takım fikri de tanımlar. Sadece aynı derecede karmaşık bir terim olan modernizm ile ilişkili olarak anlaşılabilir.
Modernizm, 19. yüzyılın sonları ve 20. yüzyılın başlarında, ozan Ezra Pound’un 1934 tarihindeki “Yeni olanı yap!” talimatıyla özetlenen, ortak noktası gelenekten kopuş olan çeşitli bir sanat ve kültür hareketiydi. Postmoderndeki “post”, “sonrasında” yı önerir.
Postmodernizm, en iyi şekilde, ilerlemeye ve yeniliğe inanan bir modernizm biçimi ile ilişkili fikirlerin ve değerlerin sorgulanması olarak anlaşılır. Modernizm, sanat ve popüler kültür içinde net bir fark yapmakta ısrar ediyor. Sadece modernizm benzer biçimde, postmodernizm de herhangi bir sanat yada kültür stilini belirlemez. Aksine çoğu zaman çoğulculuk ve geleneksel özgünlük ve yazarlık fikirlerinin terk edilmesi, “ölü” tarzların pastişi lehine ilişkilidir.
Postmodern Mimari
Modernizmden postmodernizme geçiş, en acıklı olarak, terimin ilk kez 1970’lerde yaygın olarak kabul görmüş olduğu mimarlık dünyasında görülmektedir. Eiffel Tower Vegas style. Bu terimi ilk kullananlardan kabul edilen mimari eleştirmen Charles Jencks, modernizmin sonunun 15 Temmuz 1972’de saat 15.32’de St Louis’de bir vakaya kadar izlenebileceğini öne sürdü. O anda, terk edilmiş Pruitt-Igoe toplu konut projesi yıkıldı.
1951’de inşa edilen ve başlangıçta kutlanan, tüm modernist projenin sözde başarısızlığının kanıtı oldu. Jencks, modernist mimarların birleşik anlamlar, evrensel gerçekler, teknoloji ve yapı ile ilgilenirken, postmodernistlerin çift kodlamayı (ironi), mahalli bağlamları ve yüzeyleri tercih ettiklerini savundu. Las Vegas şehri postmodern mimarinin nihai ifadesi hâline geldi.
Meşhur Teorisyenler
Postmodernizm ile ilişkili teorisyenler bu terimi Batı’da yeni bir kültürel çağı işaretlemek için çoğunlukla kullandılar. Felsefeci Jean-François Lyotard için postmodern durum, “metanarratiflere karşı şüphe” olarak tanımlandı; kısaca, bilime ve Marksizm benzer biçimde modernite içindeki öteki özgürleştirici projelere olan inanç kaybı. Marksist edebiyat teorisyeni Fredric Jameson, postmodernizmin “geç kapitalizmin kültürel mantığı” bulunduğunu iddia etti.
Jameson, 1982 tarihindeki “ Postmodernism and Consumer Society” makalesinde postmodern kültürün başlıca mecazlarını ortaya koydu. Bunlar, başka bir deyişle parodinin hiciv dürtüsünün yerine pastişin ikame edilmesi, nostalji için bir tercih ve sonsuz şimdiye bir saplantı. Jameson’un kötümser analizinde, postmodernizmle ilişkili tarihsel geçicilik ve derinlik kaybı şizofrenik dünyaya benziyordu.
Postmodern Görsel Sanat
Görsel sanatlarda postmodernizm, görüntü tahsis eylemleriyle uğraşan ve o zamandan beri küratörlüğünü yapmış olduğu 1977 gösterisinden sonrasında The Pictures Generation olarak tanınan Sherrie Levine, Richard Prince ve Cindy Sherman dahil olmak suretiyle bir grup New York sanatçısıyla ilişkilendirilir Douglas Crimp tarafınca. Imants Tillers, “Namatjira”, akrilik, 64 kanvas üstüne guaj, 203 x 284cm.
1980’lerde postmodernizm; çoğulculuk, parçalanma, imalar, alegori ve alıntılarla ilişkilendirilen baskın söylem hâline geldi. Avangardın özgünlüğe ve sanatın ilerlemesine olan inancının sonunu temsil ediyordu. Sadece bu stratejilerin kökenleri Dada sanatçısı Marcel Duchamp ve emek harcama kültürü ham madde hâline gelen 1960’ların pop sanatçılarında yatıyordu. Ne de olsa Andy Warhol, 1980’lerde Jeff Koons’un ucuz edebiyat tüketim sanatının direkt öncüsüydü.
Postmodernizm yazınsal akımı nedir?
Postmodern edebiyatın dikkate kıymet yazınsal araçları paradoks, güvenilmez anlatıcılar, gerçekçi olmayan anlatılar, parodi ve kara mizahtır. Postmodern edebiyatın bir çok bununla birlikte tek bir tema yada anlam fikrini reddeder, bunun yerine birçok anlama haiz olmayı yada temayı tamamen terk etmeyi seçer.
Temanın ve anlamın bu reddi, bir çok vakit yazarlarının ve sanatçılarının bir çok, etraflarındaki kırık, felaketli dünyada tekil bir anlam göremedikleri içindir. Bunun yerine, çoğu zaman kendileri anlam bulmaya çalışanlarla dalga geçmekten hoşlanır.
Ek olarak, postmodern edebiyat, yüksek ve düşük sanat ve tür arasındaki çizgiyi bulanıklaştırır, şu sebeple yazınsal eserler çoğunlukla metinlerarasılık (eserdeki gerçek yada düşsel öteki literatüre atıfta bulunur), üstkurmaca (okuyucuları kurgu okuduklarının farkına varmalarını sağlar) ve esrarengiz gerçekçilik ile anlatılır.
Postmodern Kültürel Kimlik
Postmodernizm, hakikat olarak tanımladığımız kültürel yapıları ortaya çıkaran ve çeşitli bastırılmış öteki modernite tarihlerini açan tehlikeli sonuç bir proje de olabilir. Bayanların, eşcinsellerin ve sömürgeleştirilmişlerinki benzer biçimde. Modernist kanonun kendisi, beyaz heteroseksüel adamların egemen olduğu ataerkil ve ırkçı olarak ortaya çıkıyor. Netice olarak postmodernizm içinde ele alınan en yaygın temalardan biri kültürel kimlikle ilgilidir.
Amerikalı kavramsal sanatçı Barbara Kruger’in “Kimin konuştuğuyla ve kimin sessiz kaldığıyla, neyin görünmüş olduğu ve neyin görünmediği ile ilgileniyor.” ifadesi, bu kapsamlı eleştirel projeyi özetler. Postmodernizm söylemi; Imants Tillers, Anne Zahalka ve Tracey Moffatt benzer biçimde Avustralyalı sanatçılarla ilişkilidir. Avustralya, Avrupa kültürünün benzersiz, orijinal olmayan, antipodal ödenekleri olan “ikinci aşama” kültürü yardımıyla, etkili Art & Text dergisinin editörleri Paul Taylor ve Paul Foss tarafınca aslına bakarsanız postmodern olarak öne çıkmıştır.
Postmodernizmin dili 1990’larda postkolonyalizm lehine zayıfladıysa 2001’deki 11 Eylül vakaları onun tükenmişliğine işaret ediyordu. Postmodernizmin dersleri rahatsız olmaya devam ederken terim modası geçmiş hâle geldi. Yerini küreselleşme, ilişkisel güzel duyu ve çağdaşlık benzer biçimde diğerlerinin bir kombinasyonu aldı.