Serotonin hormonu, bir nörotransmitterdir. Adından da anlaşılacağı şeklinde, sinir hücreleri ve beyin arasındaki elektrik devresinden mesuldür. Her ne kadar serotonin beyinde salgılansa da, vücudun çeşitli yerlerinde üretimi yapılmaktadır.
Serotonin keşifçisi Vitiorio Erspamer’dir. Serotonin hormonunun keşfi oldukca eskiye dayanmamaktadır. İlk kez adı literatürde 1935 senesinde anılmıştır.
Serotonin vücudun heryerinde üretilirken, en oldukca depolandığı bölgeler, beyin kökü ve nöronlardır.
Serotonin daha oldukca insanoğlunun sindirim siteminden mesuldür. Şöyleki ki, serotonin hormonunu %85 civarında bağırsaklar kullanır. Serotonin mide, bağırsak işleyişi haricinde, cinsel yaşamdan toplumsal hayata, hafızadan öğrenmeye kadar etkili bir yön göstericidir.
Serotonin hormonu, melatonin hormonunun tam tersi güneş ışığında salgılanır. Güneş ışığında salgılana serotonin hormonu, REM uykusunda azaldığı için, rüya görmek zorlaşır ya da asla görülemez.
Serotonin hormonu vücutta nerede bulunuyorsa, oranın işleyişinden mesuldür. Mesela;
- Midede, yiyeceklerin sindirimi hızlandırır.
- Sinir sisteminde, toplumsal davranışları denetim altına alır.
- Bağırsakta, emilimi hızlandırır.
- Hipotalamusta, cinsel hazzı artırır.
- Orta beyin nöronlarında, öğrenmeyi ve hafızayı sağlamlaştırır.
Serotonin düzeyi kişiye nazaran değişkenlik gösterirken, aslen tıbben tam olarak ölçülmesi mümkün olmamıştır. Tıbbi olarak tek gerçeklik gösterilen ölçüt, depresyon ya da anksiyete bozukluğu olan veya intihar etmiş bireylerde serotonin hormonunun düşüş göstermesi ve bu bireylerin tedavi sonrasındaki, serotonin seviyelerinin artmış olmasıdır.