Sivil Toplum Nedir? – Ne Demek?

Sivil Toplum Nedir?

Feodalitenin çözülüşü sürecinde, Batı Avrupa’da on ikinci yüzyıldan itibaren şehirlerin tekrardan ehemmiyet kazanmasıyla beraber, kent yaşamını düzenleyen Roma Hukuku (Corpus Juris Civilis) tekrardan kullanılmaya başlanmıştır. Doğrusu sivil toplumdaki sivilin kökü, kent yaşamının bununla beraber getirmiş olduğu hakları ve yükümlülükleri ifade eder.

Şehirlerle beraber ticaretin gelişmesi sürecinde, feodal asillerin üretken sınıfın ticaretinden faydalanmaları çerçevesinde, asillerle kent ahalisi içinde, asillerin kent hayatına karışmamaları, şehirlerin kendi askeri güçlerini örgütlemeleri, hukuk kurallarının şehrin belirlediği şekilde uygulanması mevzularında uzlaşma yapıdı. Bu süreçte kent ahalisi, güvenliklerini sağlamak için krallıkların oluşmasını desteklediler. Bu bağlamda, sivil toplumun devlet alanı haricinde ayrı bir alan olarak kabul görmesi on sekinci yüzyıldan sonrasında oluşmuştur.

Aristo ile başlayıp çağdaş toplumdaki organik hukukla devam eden geleneğe kadar sivil cemiyet terimi, devletle özdeş anlamda kullanılmıştır. Sivil cemiyet bireylerin kamusal alanda bir takım hak ve yükümlülüklerle donatıldıkları bir alan olarak kabul ediliyordu. Bu tarif on sekinci yüzyılda sözleşmeci düşüncelerin temelini oluşturmaktadır. Hegel’e nazaran sivil cemiyet, on sekinci yüzyıl Avrupa’sında bilhassa “1789 Fransız İhtilali” ile beraber gelişen çağdaş ulusal devletin bir yönünü oluşturmaktadır.

Bu anlamda sivil cemiyet, bireysel gereksinimleri karşılamayı ve bireysel hakları korumayı ilke edinen ulusal devletin siyasal ve legal çerçevesinde gelişen uzmanlaşmış kurallar, kurumlar, kuruluşlar ile grupların pratiklerinin ve davranışlarının karmaşık bir ağını oluşturur. Sivil cemiyet hem de uygar kanunun da içinde yer alır.

 

İLGİLİ YAZILAR:

Yorum yapın