Grafoloji özetlemek gerekirse, el yazısı üstünde emekler meydana getiren, el yazısından insan kişiliği hakkında varsayımda bulunulan bilim dalıdır. Bu bilim dalı ile uğraşan kişilere de grafolog denir.
Her insanoğlunun ayrı bir yüzü, ayrı bir huyu, ayrı bir kişiliği vardır. Kimi çekingen, kimi atak, kimi tembel, kimi çalışkan, kimi somurtkan, kimi neşelidir… İnsanlar hareketleriyle, tutumlarıyla, sesleriyle yaradalışlarını ortaya koyarlar;
Yazı da insan benliğinin ana çizgilerini belirten bir ögedir. Grafoloji’de, sözgelimi her harfin tek tek iyice belirlenmiş, apaçık, okunaklı bir yazı bir çok vakit titizliği, dikkatli yada içtenliği ifade eder.
Sıkışık bir yazı, ihtiyat yada çekingenlik kimi zaman de cimrilik anlamına gelebilir.
Dik bir yazı, içine kapalı, kendini denetleyen bir yaradılışın emaresidir.
Grafoloji geçmişin yada geleceğin gizemini çözmeye yarayan esrarengiz bir bilim dalı değildir. Bir insanoğlunun kişiliğini öğrenmenin çeşitli yollarından yalnız bir tanesidir.
İnsan istediği anda bu işin uzmanı olması imkansız; yazısına bakarak bir insanoğlunun yaradalışını yorumlamak için uzun bir edinim geçirmek gerekir.
Yazı, kendimizi yansıtmamıza yarayan bir edimdir, bir yazışma aracıdır. Tıpkı, dil şeklinde başkasıyla ilişkiye girmemizi sağlar. Yöneldiği kişiye, ilettiği içeriğe ve yazının durumuna gore çeşitli görünüşlere bürünebilir.
Garfoloji, bu özellikler üstünde durur. Kullandığımız biçimiyle yazı, birbirine bağlanarak sözcükleri, satırları, sayfaları gerçekleştiren harflerden oluşur. Bu ögeleri uzamsal yönlendirme yasası düzenler.
Harfi yukarı doğru çeken her şey düşünceye, imgeleme, usa ve şiire bağlanır.
Aşağı doğru uzanan her şey maddeye,toprağa, bedensel hazza doğru gider.
Sola doğru giden şey geçmişe bağlılık, içe dönme ve içe bakış emaresidir.
Sağa doğru giden şey ise başkasına, oluşuma doğru yönelir, dışa açılma ve dış dünyayla ilişkiler kurma kolaylığına tanıklık eder.
Grafoloji’de Harfin Ögeleri Nedir?
Harfin başlıca ögeleri “beden”, “kuyruk” ve “bacak”tır.
Beden, kişinin benliğini, yaşamını ve varoluşuyla ilişkiyi, şimdiki zamanı temsil eder; Küçükse kendi içine kapanmanın, büyükse bir açılma ve coşkunluk gereksinimin emaresidir. Sözcükler arasındaki aralık, grafologlar tarafınca düşünme ritminin yansıması olarak ele alınmıştır. Düzgüsel kabul edilen aralık iki harf gövdesi kadar olan aralıktır.
Bu bakımdan dört türlü yazı vardır. Sözcükler ve satırlar içinde iyi bir açıklık gözteren yazıya “seyrek yazı” denir.
“Yoğun yazı”, sözcüklerin ve satırların birbirine geçtikleri yazılardır. “Aralıklı yazı”, sözcükler ve satırlar içinde bırakılan büyük açıklıklarla belirginleşir.
“Dalgalı yazı” bir aşağı bir yukarı doğrultuda yazılan yazı ise, kararsız bir karakter yazısının ifadesidir.