Aşk Nedir, Psikolojik araştırmalar bize aşk hakkında ne söyleyebilir

Aşk nedir?

Eski Yunanlılar kadar eski zamanlarda bile insanoğlu aşkın doğasıyla savaşım etmişlerdir. Kim bilir şairler aşk hakkında şiirleri yazdığı sürece şairlerdi.

Psikologlar şairlerin belagatinden yoksun olabilir, fakat ampirik araştırmalar kanalıyla aşkın doğasını dizgesel olarak inceleyebiliriz. Değişik durumlardaki insanları gözlemleyebilir, yaşam deneyimleri hakkında onlarla röportaj yapabilir ve insanların tutum ve davranışlarını araştırmak için anketler geliştirebiliriz. Bu şekilde sevgi tanımları yalnız kişisel görüşlerden değil, bilimsel araştırmalardan da alınmaktadır.

Aşk araştırmalarında unsur analizleri iyi mi kullanılır?

ask

Aşk tek bir varlık mıdır yoksa birçok değişik parçadan mı oluşur? Aşkın yapısını keşfetmenin bir yolu unsur analizidir. Bu, değişik öğelerin beraber iyi mi gruplandığını gösteren mühim bir istatistiksel tekniktir. Tek bir fikrin ayrı alt kategorilerden oluşup oluşmadığını araştırmak için kullanılır.

Araştırmacılar, aşkla ilgili bir takım öğeye, kelimeye yada senaryoya dayalı anketler oluşturur. Sonrasında araştırma katılımcılarından bu anketleri kullanarak bu ilişkilerini derecelendirmelerini isterler. Unsur analizleri kanalıyla, araştırmacılar sonrasında birbiriyle ilişkili olan (yada beraber gruplanan) madde kümelerini tanımlayabilirler. Bu kümeler yada faktörler sonrasında sevginin bileşenleri olarak etiketlenebilir.

Aşkın çeşitleri var mıdır?

Bazı araştırmacılar aşkın birçok türü bulunduğunu öne sürüyorlar. Ötekiler, değişik ilişki türlerini kesen sevginin temel bir hususi durumunu önerir.

Aşk Nedir, Psikolojik araştırmalar bize aşk hakkında ne söyleyebilir

Mesela, 1977’de John Lee, aşkla ilgili 1500 maddenin unsur analizini kullanarak, 6 ana aşk türünü kategorize etti: eros (idealleştirilmiş bir başkası için erotik arzu), ludus (oyuncu yada oyunsu aşk), storge (yavaş gelişen bağlanma), engel (takıntılı ve kıskanç aşk), agape (özgecil aşk) ve pragma (ergonomik aşk).

Robert Sternberg ve Susan Gracek kendi 1984 unsur analitik çalışmasında, kişilerarası yazışma, paylaşım ve destek (sonrasında içtenlik olarak adlandırıldı) olarak adlandırdıkları bir kapsayıcı unsur tanımladılar.

Üçgen aşk teorisi nedir?

Önceki araştırmalardan yola çıkan Robert Sternberg, 1986 tarihindeki bir makalesinde üçgen aşk teorisini önerdi. Bu modelde tüm aşk üç unsurdan oluşur: yakınlık, tutku ve bağlılık.

Aşk Nedir, Psikolojik araştırmalar bize aşk hakkında ne söyleyebilir

Yakınlık, yakınlığı, ilgiyi ve duygusal desteği ihtiva eder. Tutku, duygusal ve fizyolojik uyarılma durumlarını ifade eder. Bu, cinsel uyarılma ve fizyolojik çekiciliğin yanı sıra öteki yoğun duygusal deneyimleri ihtiva eder. Bağlılık, ötekini sevmeyi taahhüt etme ve bu sevgiyi süre içinde sürdürmeye emek harcama kararını ihtiva eder.

Sternberg, bu üç unsurun değişik kombinasyonlarını kullanarak sekiz değişik aşk türü tanımladı: aşksızlık (3 unsurun hepsinde düşük), hoşlanma (yalnızca yakınlık yüksek), delicesine aşık (yalnızca tutku), boş tutku (yalnızca bağlılık), romantiklik (içtenlik ve tutku), refakatçi,  (içtenlik ve bağlılık), aptallık derecesi (tutku ve bağlılık) ve muhteşem aşk (üçü bir arada).

Aşk aşıklar, aile ve dostlar için iyi mi farklıdır?

Araştırmalar, yakınlık, duygusal bağ ve yakınlık hissinin tüm aşk türlerinin merkezinde bulunduğunu gösteriyor. İlişkiler içinde farklılık gösterebilecek olan şey, bağlılık düzeyi kadar tutku derecesidir.

Tüm bu ilişkilerinin yüksek düzeyde yakınlığa haiz olacağını tahmin edebiliriz; duygusal aşk yüksek düzeyde tutkuya haiz olurdu; ve aileyle ilgili ve uzun soluklu duygusal ilişkiler yüksek düzeyde bağlılık. Aslen, Sternberg ve Gracek, sevginin yakınlık bileşeninin, aile, arkadaşlık ve duygusal ilişkiler için benzer derecelendirmelerle, tüm yakın ilişkileri kestiğini buldu.

Keith Davis tarafınca 1985 senesinde meydana getirilen bir çalışmada, eşler yada aşıklar, hoşlanma mevzusunda yakın arkadaşlardan oldukça değişik değildi (Sternberg’in yakınlık terimine benzer şekilde), sadece sevme mevzusunda farklıydı (bunu hoşlanma artı tutku ve bağlılık olarak kavramsallaştırdılar).

Duygusal aşka yaklaşımlar kültürler içinde farklılık gösteriyor mu?

aşk cıft

Kolektivist kültürler ile bireyci kültürler arasındaki fark, kültürler arası çalışmalarda çoğunlukla yapılmaktadır. Birçok Asya ülkesinde bulunan kolektivist kültürlerde, bir kişinin kimliği toplumsal grubuna bağlıdır. ABD Birleşik Devletleri ve Kanada şeklinde bireyci ülkelerde, kişinin bağımsız kimliğine öncelik verilir.

Kolektivist kültürlerden insanoğlu, evlilik zaman içinde geliştikçe aşkın büyümesini bekler. Romantizm ve tutkuya daha azca vurgu yapılır. Bunun yerine, insanoğlu gelir potansiyeli ve geniş aile ile uyumluluk şeklinde ergonomik kaygıları vurgular. Buna karşılık, bireyci ülkelerdeki insanoğlu, bir eş ararken tutkulu tarafını vurgulamaktadır. Coşku ve fizyolojik çekim duygularına odaklanırlar.

Sternberg’in üçgen aşk teorisini kullanan Ge Gao, 2001 senesinde yapmış olduğu bir çalışmada 90 Çinli ve 77 Amerikalı çiftte yakınlık, tutku ve bağlılığın rolünü ölçtü. Amerikalılarda tutku dereceleri Çinli çiftlerden daha yüksekti, sadece yakınlık ve bağlılık dereceleri değişik değildi.

Çeviren: Metin Çelebi

Yorum yapın