Her şeyin teorisi yada öteki adıyla her şeyin kuramı, evrendeki malum tüm fizyolojik vakaları (kuantum parçacıklarından sarmal gökadalara kadar) açıklayan varsayımsal (farazi) bir sistemdir.
Daha açıklayıcı olacak olursak; Her şeyin teorisi, kuantum mekaniğini ve klasik fiziği, evrenin yasalarını açıklayan birleşik bir yaklaşımda birleştiren, tüm fiziği idrak etmek için bir çerçeve öneren, her şeyi kapsayan bir kuram bulunduğunu belirten bilim topluluğunda tavsiye edilen bir kavramdır.
20. Yüzyılın başlangıcında araştırmacılar, Albert Einstein’ın izafiyet teorisi ve kuantum mekaniklerinin gelişiminden beri bu biçim bir model aradılar.
Çağıl fiziğin her bir sütunu kişisel araştırma alanlarını (kozmos içindeki en minik ve en heybetli şeyleri) şaşırtıcı bir kesinlik ile açıklıyor sadece hem kuantum mekaniği hem de izafiyet birbirinin alanına uygulandığında başarısız olduğu kanıtlanıyor.
Şimdiye kadar teorinin kapsamlı bir halde ele alınması bilim insanlarını aldatmış durumda ve bazıları ise nihai amacın gerçek dışı olduğuna inanıyor.
Einstein’in Yürekli Eseri
Amerikan Fizik Derneği’ne (APS) nazaran Einstein, 1920’lerde birleştirici bir kuram araştırmalarına adım atmıştır. O hiçbir süre kuantum mekaniklerinin acayip paradokslarını tam anlamıyla kabul etmedi ve yalnız onun zamanda malum iki kuvveti, elektromanyetizma ve yerçekimini, açıklayan matematiğin tek bir sistemde birleştirilebileceğine inandı.
Einstein 1925’te Esther Salaman adlı genç bir fizik öğrencisine “Tanrı’nın bu dünyayı iyi mi yarattığını bilmek isterim.” dedi.
“Ben şu yada bu olgu, bu yada şu elementin spektrumu ile ilgilenmiyorum. Ben O’nun düşüncelerini bilmek isterim; gerisi yalnız detay.”
Sadece Einstein’ın araştırması yaşamı süresince Don Kişot benzer biçimde idealist ve hayalci bulunduğunu kanıtladı. 1938’de ki bir mektubunda Einstein şu şekilde yazdı, “Entelektüel ürünlerimin bir çok hayal kırıklığına uğramış umutlar mezarlığını boyladı.” APS’ye nazaran gene de pes etmedi ve ölüm döşeğindeyken bile kendisine her şeyin teorisi hakkında ki notlarının getirilmesini istedi.
Her Şeyin Teorisi niçin önemlidir?
Her Şeyin Teorisi / Sicim Teorisi, evrendeki her şeyi birleştiren fizikteki en mühim fakat karmaşık kavramlardan biridir. Bu bulgu, her maddenin iyi mi, ne ve niçin ne işe yaradığını açıklamış olduğu için önemlidir . Her şeye dair anlayışımızı değiştirdi ve evrene bakışımız için fazlaca mühim.
Her şeyin teorisi iyi mi gelişti?
20. Yüzyılın ortalarında, fizikçiler “neredeyse her şeyin teorisi” olarak adlandırılan Standart Modeli geliştirdiler.
Malum tüm atom parçacıkların ve dört temel kuvvetten üçünün etkileşimlerini açıklıyor: Elektromanyetizma, kuvvetli ve zayıf nükleer kuvvetleri fakat yerçekimini açıklamıyor.
Yer çekimini kapsayan bir model, yerçekimi kuvvet teorisi olarak bilinir. Bazı araştırmacılar ise sicim teorisinin böylesine bir sistem olduğuna ve kuram için amaca uygun olduğuna inanıyor. Sicim teorisi, parçacıkların aslına bakarsak 11 boyutlu bir gerçeklikte titreşen tek boyutlu ip benzeri varlıklar olduğu önerisini öne sürüyor. O titreşimler ise, kütleleri ve yükleri benzer biçimde değişik parçacıkların özelliklerini belirler.
Kim bilir Asla Var Olmadı
Amma velakin öteki bilim adamları sicim teorisini çıkmaz bir entelektüel son gözüyle bakıyor.
Columbia Üniversitesi’nde kuramsal bir fizikçi olan Peter Woit, meslektaşlarını kendisinin düşsel olarak görmüş olduğu rüyayı kovaladıkları için onlarca defa azarlamıştır.
Woit bloğunda ise şu şekilde betimlemiştir, “Sicim teorisi birleştirim araştırması ile ilgili ana sorun, 30 yıldan beri ilerleme kaydedilmemesi değil aksine negatif olması, öğrendiğimiz şeylerle fikrin niçin bir işe yaramadığını açıkça görüyoruz.”
Her Şeyin Teorisi Stephen Hawking
Her Şeyin Teorisi (2014) – İzle – İmdb – Resmi Fragman HD Filmi İzle
Fizikçi Stephen Hawking’in “Dönemin Kısa Zamanı” (Bantam Books, 1988) adlı fazlaca satan kitabında her şeyin teorisinin (ek olarak 2014’te meydana getirilen biyografik filmin adı) yaratmaya yardım etmeyi arzulamasını konu alıyor.
Peki Stephen Hawking, her şeyin teorisi hakkında neler söylemiş oldu?
Oysa meşhur alim yaşamının geriye kalan vaktinde fikrini değiştirdi; 2002’de eski fizikçi hakkında verilen derse nazaran, Hawking, bu şekilde bir teorinin sonsuza dek erişilmez bulunduğunu düşündü bundan dolayı insanlığın gerçeklik ile alakalı açıklamaları daima eksikti.
Bu onu üzmedi fakat ona bir ümit ışığı da yakmadı.
“Bir şeyleri anlama arayışımızın ve yenilikleri keşfetmemizin bir sonu olmadığı için memnunum,” diyor Hawking.
“Arayışımız olmadan biz duraksarız, gelişemeyiz.”
Bunlar da ilgili makaleler:
Sicim Teorisi, Herşeyin Teorisi Mi?
Sicim Teorisi, Herşeyin Teorisi Mi? – Bölüm 2
Elif İlayda Eligül